Pazartesi günkü yazımın başlığı “Olağan Ötekiler, Olağanüstü Pişkinler”di. Türkiye’de “ötekileştirme”nin olağanlaştığını; başka bir bağlamda “öteki” muamelesi görüp dışlananların...

Pazartesi günkü yazımın başlığı “Olağan Ötekiler, Olağanüstü Pişkinler”di. Türkiye’de “ötekileştirme”nin olağanlaştığını; başka bir bağlamda “öteki” muamelesi görüp dışlananların, kendi ötekilerini yaratıp dışlamak konusunda hiç sıkıntı ya da hicap duymadıklarını çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştım bu yazıda. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü törenlerine DTP’nin davet edilmemesini de bu çerçevede değerlendirdim. Bu tutumu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın açış konuşmasında dile getirdiği anlayış ve vurgu yaptığı ilkelerle bağdaştıramadığımı; bu durumu, “sözün yetişemediği bir pişkinlik” saydığımı belirttim.

Başkan Kılıç, dün beni aradı; ortada bir yanlış anlamanın, daha doğrusu bir “bilgi eksikliği”nin bulunduğunu son derece uygar ve nazik bir dille anlattı. Başkan; kendisinin mahkemede göreve başladığı zamandan bu yana, yani son on yedi yıllık sürede, kuruluş yıldönümü törenlerine sadece başbakan ile ana muhalefet partisi liderinin davet edildiğini, bu son törende de aynı geleneğe uygun davranıldığını, DTP’ye yönelik özel/dışlayıcı bir muamelenin söz konusu olmadığını söyledi. Ben de, kendisinden özür diledim ve bu özrü en kısa zamanda yazılı olarak da ifade edeceğimi ekledim. Şimdi bu borcu yerine getiriyor ve kendisinden bunun kabulünü rica ediyorum. Ayrıca bu ince davranışı ve örnek hassasiyeti için kendisine teşekkür ediyorum.

Bu vesileyle, Başkan’ın konuşmasının insan hakları, çoğulcu demokrasi ve hukuk devleti değerleri açısından benim de katıldığım tespitler içerdiğini; bu değerlere bağlılığın, Anayasa Mahkemesi gibi sistem içinde “kritik konumu” olan bir kurumun başkanı tarafından vurgulanmasını çok önemli bulduğumu belirtmek ve sayın Kılıç’ı bundan dolayı tebrik etmek isterim.

Bir de, okurlarıma bir özür borcum olduğunu düşünüyorum. Sert sayılabilecek bir eleştiriyi, sadece basında yer alan bilgilere dayanarak kaleme almamam gerekiyordu. Kısa bir araştırmayla sayın Kılıç’ın verdiği bilgilere ulaşmam hiç de zor değilken, bunu yapmayarak sizlerde yanlış bir algı doğmasına sebep olduğum için üzgünüm.