2009yılının FIFA ödülleri dağıtım törenini seyrederken, birden durum tespiti yapmak için duraksadığımda karşımda Ronaldo, Xavi,

2009yılının FIFA ödülleri dağıtım törenini seyrederken, birden durum tespiti yapmak için duraksadığımda karşımda Ronaldo, Xavi, İnniesta ve Messi duruyorlardı.
Üç Barcelonalı, bir Real Madridli…
Hepsi Latin Amerika kökenli sayılır, hepsi İspanya’da oynuyorlar.
Sonra aklıma şu Samuel Huntington’ın ‘Medeniyetler Çatışması’na inat kurulan ‘Medeniyetler İttifakı’ geldi.
Hani bir tarafı Türkiye,
Bir tarafı İspanya olan ittifak…
Sürekli bir yerlere taraf oluyoruz da bir türlü kendimize taraf olamıyoruz.
Niye bizden kimseler bir türlü FIFA ödül alnında olamıyor?
Niye biz bu kadar para harcıyoruz futbola?
Bizim amacımız ne?
Biz kimleri ne için yetiştiriyoruz?
Niye bu kadar büyük meblağlara yabancı oyuncular alıyoruz?
Niye bu kadar yaşlı ve ikinci sınıf yabancılar alıyoruz?
Niye bizim mali çıktılarımız, girdilerimizin kat  kat üstünde?
Peki o zaman biz niye başarılı olamıyoruz?
Biz niye futbolda ‘medeniyetler ittifakı’ yapamıyoruz?
Hatta niye sürekli medeniyetle çatışma halindeyiz?
Spor kültürü ile futbol kültürü ile niye çatışıyoruz?
Biz niye medeniyet ittifakı olarak Daum’u  veya Daum’ları tercih ediyoruz?
Ve neden medeniyet ile çatışırken Piontek, Del Bosque,  Hiddink ve Rijkaard’ı seçiyoruz?
Acaba bu yüzden midir bizim basiretsizliğimiz.
Sanırım öncelikle kendimize taraf olup, kendimizle ittifak yapamadığımızın farkına varmamız gerekiyor.
Kendi medeni kültürümüzü oluşturamamamızın sıkıntıları, bizleri yabancı unsurları kurtarıcı olarak görme beklentisi içine girmemize neden olmaktadır.
Halbuki futbol kültürün evrensel tüm değerlerini içimize alarak kendi yapımızı oluşturmayı başarmak zorundayız.
İşte o zaman biz de kendi ekol ve yapımızdan söz ettirerek, ittifaklara katılıp futbolda söz sahibi olabiliriz.
Ama bunun için öncü insan gücüne ihtiyacımız vardı.
Tıpkı Platini, Beckenbauer ve Cruyff gibi.
Ne yazık ki şimdiye kadar olamadı…
Fatih Terim ‘imparatorluk’ ile uğraştı.
Mustafa Denizli de ‘Nostradamus’ olmayı tercih etti ve etmeye devam ediyor.
Şimdiden sonra; ancak kendi medeni yapımızı belirleyip futbolun geneliyle işbirliğine gidersek birileri bizim ile ittifak yapmak zorunda kalacaklardır.
Önceliğimiz bu olmalıdır.
Ancak doğru zaman da doğru insanlar ile çalışırsak bu hedefe ulaşabiliriz. Bu doğru insanları bulmak için çok uzaklara gitmeye gerek olmadığı kanısındayım.
Bakmasını bilmek ve görmesini bilmek medeni bir ittifakın başlangıcı olur.
Bu donanımlı gözlere ihtiyacımız var.
Maalesef bu gözlerden de fazla yok.
Halbuki bir tek doğru göz bile her şeye yeter.