Danıştay, 2. kez YÖK’ün “katsayı” ile ilgili kararını bozdu. Aslında YÖK, bu kararın bozulacağını ilan ettiği anda biliyordu.

Danıştay, 2. kez YÖK’ün “katsayı” ile ilgili kararını bozdu.
Aslında YÖK, bu kararın bozulacağını ilan ettiği anda biliyordu.
Bildiğini de şu veciz cümle ile açıklamıştı.
“Yasanın arkasından dolanıyoruz!”…
•••
YÖK “katsayı” ile ilgili daha önce;
 “A;B;C;D ve E, hatta diğer alternatiflerimiz hazır!” diyerek,
Bu konuda ne denli ısrarlı olduklarını göstermiş,
Ancak yasaların buna müsaade etmeyeceğini peşinen bildiğini de “ikrar etmişti!”
•••
Yani Danıştay; Başbakan “İmam Hatip Lisesi” mezunu diye bu kararı bozmamıştı!..
Başbakan bu sözü ederken iyi düşünmeliydi.
Başbakanlar “hukuktan üstün” olamaz!..
Ayrıca şu soru akla geliyor!
Erdoğan “İmam Hatipli” olduğu için mi Başbakan seçildi!.
Eğer böyleyse, “Cumhuriyette bir şeyler ters gidiyor” demektir..
•••
Mevcut yasalara uymayan,
Hukuka aykırı davranışın nedeni nedir?..
YÖK Başkanının inadı niye?..
Gerçekten “kangren” haline gelen bu “katsayı” zorlamasının gerekçesi iyi niyet mi?.
•••
YÖK’ün Türkiye’nin geleceğini düşünerek bu konulara girdiğini düşünmüyorum.
YÖK’ten, Yükseköğrenimin “akademik” kalitesini ve dünya standartlarındaki konumu yükselteceğini beklemiyorum.
YÖK, Üniversiteler ile toplumsal yaşamın ilişkisini doğru ve düzenli kurmayı tasarlıyor diyemiyorum!..
YÖK’ün “kaldırılması” için 25 yıldır mücadele eden bir kişi olarak,
Bu süreçte “söylenenlerin” ne denli “doğru” olduğunu görüyorum.
Yükseköğrenimi “iğdiş” eden bu kurumun sadece “yükseköğrenimin” değil,Türkiye’nin de önünde büyük bir engel haline geldiği kanısındayım!..
•••
YÖK hiçbir zaman ihtiyaç duyduğumuz “vasıflı insan gücünü” üretemez!..
YÖK olduğu sürece üniversiteler;
Ülkenin demokrasi, hak ve özgürlükler doğrultusunda beklenen toplumsal “vicdanını” oluşturamaz!.. 
Halkın iyi, doğru ve çağdaş bir “yaşam arayışına” katkı sunamaz!
Hayat standardı yüksek ve insana saygılı bir “ülkenin kurulmasında” önderlik yapamaz!.
Hele bugünkü iktidarın oluşturduğu YÖK ve Başkanından “ilerleyen bir Türkiye hayali” beklenemez!
•••
“Üniversite Sınavlarına” başvuru tarihine günler kalmışken,
YÖK’ün “katsayı” ile oynamasının altında yatanı tahmin etmek zor değil!
Hükümet ve Cumhurbaşkanın “İmam Hatiplilere” verdikleri “söz”, bir an önce yerine gelmeli!..
Zaten,  Başkan ve üyelerinin YÖK’e atanma gerekçeleri de bu değil miydi?!
•••
“Erken Seçim” döneminin başladığını bilerek önümüzdeki süreçte bu konunun daha da yoğun bir şekilde istismar edileceği açık.
Tıpkı “Türban” gibi..
Nitekim TBMM de “boksörleri” aratmayan kavganın sebebi yine “türbandı!” Başbakanın “damardan” girdiği türban!.
Hem de “Eşin mağduriyetini” gündeme getirerek…
Başbakanın “haklı” olduğunu düşündüğüm bu konunun bir seçim altyapısına dönüştürülmesi kötü oldu.
Hele hele, önünde “kıyasıya” yumruklaşılması sırasında hiçbir müdahalede bulunmaması kendisini “haksız” konuma soktu!.
Bilmem farkında mı?
•••
Bu nedenle katsayı meselesinde;
Meslek eğitimi “alan” tüm öğrencilerin geleceğinin düşünüldüğünü düşünmek, “safdillik” olur!
Amaç; “İmam Hatip Liselilerin, genel lise mezunları gibi istedikleri branşlara girebilmesidir!.”
•••
Bugün Türkiye de 536 İmam Hatip Lisesi var.
Bu okullarda 121 bin öğrenci okuyor.
Bu öğrencilerin 64 bini kız, 57 bini ise erkek öğrenci.
Adı üzerinde imam ve hatip olarak yetiştiriliyorlar.
Mesleklerini sürdürebilmek için “İlahiyat Fakültelerine”  sorunsuz girebiliyorlar.
Dinimizde kadın imam olamadığına göre, çoğunluğu kız öğrencilerin bu okullara gönderilmesinin birinci nedeni “katıksız din eğitimi” almak..
Ama asıl, kız çocuklarını okutmak istemeyen ailelerin tercih edebildikleri tek yerin bu okullar olması!..
•••
Ülkemizde 30 değişik türde “eğitim ve öğrenim” yapan meslek liseleri bulunuyor...
Bu liseler “Endüstriyel, mekanik, sağlık, turizm” gibi çeşitli dallarda  “meslek” edinmeyi amaçlıyor...
Bu okullarda yaklaşık 3. 500. 000 öğrenci okuyor…
Öğrenciler “Eğitim ve öğrenim gördükleri mesleklerin yüksek okullarına” sınavsız girebiliyor..
Bu onlar için büyük bir avantaj.
Şayet başka bir branşa geçmek isterlerse, üniversite sınavlarında aldıkları puanlar bir katsayı ile çarpılıyor, “genel lise mezunlarının” puanları ile arasındaki “fark” belirleniyor..
•••
Milyonları ilgilendiren bu “puan belirleme” düzeninin, çarpık olduğu söylenebilir…
Hakça olmadığı tartışılabilinir…
Ancak çözüm, eğitim yılı başında ya da aklınıza gelen bir zamanda, düşünülmeden “alınan kararlarla” olmaz!..
Çözüm, ülke hedefi ve ihtiyacı düşünülerek “ciddi” planlama sonrası çıkarılacak bir yasa ile olur!..
•••
Türkiye nüfusunun 72 milyonu aştığı söyleniyor..
Bu nüfusun yüzde 26.4’ü 14 yaşından küçük,
Yüzde 52’si ise 30 yaşın altında olduğunu biliniyor.
Ekonomik kalkınma ve gelecek yatırımları için gerekli olan  “işgücü” planlaması bu verilere göre yapılmalı.
Geliştirilecek sektörlere İhtiyaç duyulan “meslekler” önceden belirlenmeli..
Çağdaş ülkeler bunu yapar!..
•••
Eğer biz üretmeyen, sadece tüketen bir toplum olacaksak, hukuk tanımaz, yasa bilmez aşiret toplumu olmayı hedefliyorsak;
Birileri bizi yönetecek ve sadece vaktimizi “ibadetle” geçireceksek mesele yok!..
Kamuda da özel sektörde “eser miktarda işbirlikçi” yetiştirmek için İmam Hatiplileri başka mesleklerde daha da çoğaltalım…
Şu an “Bize” de bu yakışır!..