Adam gibi yaşasak!
Ölüm Allah’ın emri; takdir-i ilahi. Vakit saat geldiğinde herkes bir şekilde göçüyor dünyadan. “Adam gibi”si nasıl bilemem ama, yaşamın da ölümün de onurlusu onursuzu oluyor. Nasıl yaşıyorsanız öyle ölüyorsunuz sonunda. Onurlu yaşayan onurlu ölüyor, adam gibi yaşayan adam gibi…
O yüzden, nasıl öleceğimizin hesaplarını yapmayı bırakmak gerek. Nasıl yaşayacağımıza bakalım biz. Ölüm, vakit saat tamam olduğunda gelir nasılsa…
Misal, bir bölgesel güç olarak mı yaşayacağız şu belalı Ortadoğu’da. İlkelerimiz olacak her şeyden önce. Diktatöre diktatör diyeceğiz her zaman. Bir “birader” diye öpüp koklamak, bir “kanlı katil” diye yumruklamak ilkeli duruş değil.
Adamlıktan bölgesel bir güç olmayı anlıyorsak; sözü dinlenen adam olacağız. Şam’dan bombalayan da dinleyecek sizi, sınırınıza sırtını dayayıp mermi sallayan da… Sözünüzü dinleyecekler ki, her iki taraf da, hangisinin eline bir vatandaşınız düşse, bir gazeteciniz, çekip alabileceksiniz. Alıp getiren muhalefet milletvekillerine laf yetiştirmek zorunda kalmayacaksınız.
Adam gibi yaşıyorsanız, varlığınız her an hissedilecek. “One minute” derken ya da esip gürlerken bir üniversite kürsüsünden görünür, sonuç alıcı adımlar atılırken kaybolursanız, yaptığınız işe Washington’da biçilen kıymeti de yalayıp yutarsınız çaresiz.
İsrail’e karşı yürüttüğünüz laf bombardımanı sorulduğunda, ne dedi ABD Dışişleri Sözcüsü Nuland: “İki taraftaki müttefiklerimiz arasındaki tükürük yarışına katılmayacağım. Bunu yapmayacağız, tamam mı?”
Demek ki neymiş, kendimizden geçerek en yüksek perdeden ettiğimiz lafların Washington’daki değeri “tükürük” kadarmış? Tamam mı?
Adam gibi yaşayacaksak, “tükürük” yakışmaz. Yetmez!
Adam gibi yaşarken, en azından ana muhalefet lideri tarafından da kutlanacaksın. “O nasıl olacak?” diyorsanız, çok kolay bir yol gösterdi işte Kılıçdaroğlu: “Şimdi eğer gerçekten Recep Tayyip Erdoğan Gazze konusunda bir şey yapmak istiyorsa, çok kolay bir yolu var bunun. Malatya’da bir füze kalkanı var. Eğer sen İsrail’e karşıysan, Kürecik’i askıya alırsın. Kürecik radarı niye kuruldu? İsrail’in güvenliği için. Arap Ligi niye bir şey yapmıyor diyorsun, sen yap örnek ol. ... Kürecik’i kapat gelip seni kutlayacağım.”
“Kılıçdaroğlu siyaset acemisi, Kürecik’in NATO üssü olduğunu bilmiyor” mu? O zaman BM’ye posta koymayı bilen biz, o NATO’nun patronun da ABD olduğunu bileceğiz, ABD’nin, senin “çocuk katliamı” dediğin şeye “İsrail’in savunma hakkı” dediğini göreceğiz, “adam gibi”liği bilmem, ama onurlu yaşayacaksak “çocuk katliamları” sürerken NATO’ya da ABD’ye de tavır alacağız.
Adam gibi yaşarken, taraf olduğumuz değerlerimiz olacak. Esad’ın cinayetlerine kükreyip, muhaliflerin insanlık dışı katliamlarına susmayacağız. Hizbullah lideri Nasarallah, “Suriye’ye silah gönderiyorlar ama Gazze’ye tek bir kurşun bile göndermiyorlar” dediğinde, verebilecek bir cevabımız olacak. Gazze, bakanımız oradayken de bombalanıyorsa, bölgesel gücümüzün, derinliği stratejik olan dış politikamızın ne kadar etkili (!) olduğunu düşüneceğiz.
Yanlışta inat da etmeyeceğiz. “Suriye’nin bütünlüğü” diye diye, Suriye’yi şimdilik üçe böldüğümüz gerçeğine gözümüzü kapamayacağız. Merkezi hükümetiyle papaz olduğumuz Irak’ta da bizi de içine çekebilecek bir iç savaşın kıvılcımları çakarken “Nerede yanlış yaptık?” diye soracağız.
Adam gibi yaşarken, on binlerce insanı sistematik işkenceden geçiren, binlercesini sistematik işkence sonucu sakat bırakan, onlarcasını sistematik işkence ile öldüren darbecileri sistematik işkenceden sorgulamayı becereceğiz.
Adam gibi yaşarken, dövülene gidip acısını paylaşacak, birlikte ağlayacağız tabii, ama asıl gidip dövenin elini tutabiliyorsak adam sayılacağız.
“Peki, hala devam ederse dövmeye, adam gibi ölmek için başka ne yapacağız?” sorusunu geçiştirirken, “yapacağımızı zaten yapıyoruz” deyip, başkaca da yapacak bir şey olmadığını söylüyorsak aslında, “adam gibi ölüm” çağrılarına da gerek yok o zaman.