CHP milletvekili Osman Coşkunoğlu’nun ODTÜ endüstri mühendisleri mezunları listesine 7 Mart 2008’de gönderdiği yazı...

CHP milletvekili Osman Coşkunoğlu’nun ODTÜ endüstri mühendisleri mezunları listesine 7 Mart 2008’de gönderdiği yazı, bilişim stratejileri tartışmaları açısından önem taşıyor. Coşkunoğlu bilişim stratejileri açısından 2003’den bu yana üç önemli yanlış yapıldığını söylüyor. Birincisi, DPT Bilgi Toplumu Daire Başkanlığı’nın kurulması. İkincisi, Türkiye Ulusal Enformasyon Anaplanı (TUENA) çalışmasının uygulanmaması ve üçüncü olarak, TUENA’dan beş yıl sonra Peppers and Rogers isimli yabancı bir kuruluşa yeni bir bilişim stratejisinin yaptırılması.

Coşkunoğlu yazısında şu görüşleri dile getiriyor: “DPT Bilgi Toplumu Daire Başkanlığı’nı AKP 2003’te kurmuştu. O zamanlar bunun çok yanlış olduğunu, Başbakanlığa bağlı bir müsteşarlık olması gerektiği konusunda çok ısrar etmiştim (2002’de biz iktidara gelseydik, niyetimiz buydu), ama dinletememiştim Abdüllatif Şener’e. … Bilişim taslak stratejisi görüşülürken, bunun yürütülmesi, eşgüdümü gibi faaliyetlerinin DPT’deki daire başkanlığı düzeyinde ve o kadroyla yapılamayacağı, (benim ‘ben demedim mi?!’ laflarımla) anlaşıldı. Daire başkanlığının genel müdürlük düzeyine çıkarılması için yeni bir yasa tasarısı (benim ‘yetmez genel müdürlük’ itirazıma rağmen) hazırlandı ve komisyondan geçti.”

Bu tasarı sonradan AKP tarafından geri çekiliyor ve ülkemizde “bilgi toplumu stratejisinin” uygulanmasından tek sorumlu birim olarak 9 uzmanın çalıştığı bir daire başkanlığı olarak kalıyordu. İnternet güvenliğiyle ilgili birimdeyse yaklaşık 100 uzmanın çalıştığına dikkat çekelim..
Coşkunoğlu’nun iletisinde tarihsel açıdan önemli bir açıklama da yer alıyor. Coşkunoğlu, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Abdüllatif Şener’e neden TUENA’nın uygulanmadığını soruyor. Önceleri yanıt vermeyen Şener, sonradan ‘ağzındaki baklayı çıkarıyor’: “TUENA’da devletin piyasaya müdahalesini çok buluyoruz. Biz daha piyasa ağırlıklı bir strateji istiyoruz.”

• • •
DPT’nin Strateji Raporu’ndaki resmi tarihe göre göre Türkiye’de bilgi toplumu çabaları 2000’de yoğunlaşmış ve 2001’de aday ülkeler için uygulanan e-Avrupa+ ile başlamıştır. Oysa ülkemizde kamusal anlamda konuyla ilgili ilk rapor “Bilgi Toplumu 2010” raporudur ve 1999 yılında tamamlanmıştır. Bilgi Toplumu 2010 raporu Türkiye Ulusal Enformasyon Altyapısı Anaplanı’nın (TUENA) sonuç belgesinin adıdır. Sonuç Belgesi, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in katıldığı bir törenle tanıtılmış ve Türkiye’deki “bilgi toplumu” çalışmalarının temelini atmıştır. Bağımsız araştırmaları ve politika önerilerini saymıyorum bile...

DPT strateji belgesindeki bilgiye dayalı ekonomi yaklaşımıyla (Lizbon Stratejisi) onun alt programlarından biri olan “bilgi toplumu” (information society) kavramının karıştırılıp, Türkiye için oluşturulan stratejide birincinin ikinciye indirgendiğini görebilirsiniz. Avrupa Birliği söyleminde birinci kavram bütün bir üretim tabanıyla ilgiliyken, ikincisi etkileşimli ağların yoğun kullanımı ve üretimine odaklanıyor.
TUENA Bilgi Toplumu belgelerinin görülmemesindeki en önemli nedenlerden birini bu oluşturuyor bence. Çünkü TUENA girişimi, aslında Dünya Bankası’nın 1995 yılında yayımlamış olduğu ve Türkiye’yi sadece kullanıcı olarak gören raporuna yerel bir yanıt niteliği taşıyordu. Bilgi ve iletişim teknolojisinin donanım ve yazılım başta olmak üzere, içerik ve hizmet üretiminde nitelikli işgücüne dayalı olarak yüksek katma değer içeren halkalarında odaklanarak küresel rekabetten pay alma stratejisi söz konusuydu. DPT Stratejisindeyse ağırlıklı olarak ağ hizmetleri üzerinde odaklanılıyordu. O halde Abdüllatif Şener yanıtında aslında elmalarla portakalları karşılaştırıyor ve TUENA’yı “fazla devletçi” buluyor.
Haftaya konuya devam edeceğiz…