Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) hesaplaması ülke içinde el değiştiren malların parasal değerinin toplanması üzerinden yapılır. Bu toplam, ülke nüfusuna bölününce kişi başı milli gelir...

Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) hesaplaması ülke içinde el değiştiren malların parasal değerinin toplanması üzerinden yapılır. Bu toplam, ülke nüfusuna bölününce kişi başı milli gelir ortaya çıkar.

Bu bilginin nasıl kullanıldığı çok önemli. Sıklıkla milli gelir adı altında milletin içindeki gelir farkları gizlenir. Bir apartman düşünün, 20 daireli, 20 kişinin yaşadığı. Apartman sahibi de orada yaşasın. Bu apartmanda kişi başına düşen daire sayısı 1 desek gülmez misiniz? Diyelim ki ev sahibi kiraları biriktirdi, binaya 10 daire daha ekledi ve kiraya vermedi. Kişi başına düşen daire sayısı yüzde 50 arttı der misiniz?

Diyoruz. Kadınları, Kürtleri ve emekçileri görünmez kılan GSMH hesaplamaları iktisadi bir yalan makinesi gibi işliyor. Devlet Bakanı Nazım Ekren’e göre çok zenginleşiyoruz. Kişi başı milli gelir 9.000 dolara dayanmış. Baskı altındaki dolar, nüfusun tahminden az çıkması ve Derviş döneminde bankacılık gediklerinin kapanması nedeniyle GSMH nüfustan daha hızlı büyüdü. Böylece kişi başına gelir artıyor. Sorun şu: bu gelir kişilerin ceplerine girmiyor. İktisadi ayrımcılığa en çok uğrayanlar Kürtler, kadınlar ve işçiler.

 

KÜRTLER ve GSMH

Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı Diyarbakır gibi bir ille Kürtlerin azınlıkta yaşadığı İstanbul gibi bir ili karşılaştırdığımızda ortaya önemli bir makas çıkıyor. İki kent arasındaki gelir farkı artıyor. 1993’te aradaki fark yüzde 220 iken, kriz öncesi 2000’de fark yüzde 261’e çıkıyor. Diyarbakır en çok iç göç alan kent. Anektodal ve doğrulanması zor verilere göre, bugün iki kent arasındaki fark yüzde 350’yi geçmiş durumda. Yani 8,750 ABD Doları’na dayandığını varsaydığımız kişi başına düşen milli gelirden bugün Diyarbakır taş çatlasa 3.000 dolar alıyor.

 

ERKEK BAŞINA DÜŞEN GSMH

Kadınlar paraya dokunamıyor, parasal değişim ilişkilerinden soyutlanıyor. Ücretli kadınların çoğu kazandığı parayı kocasına veriyor, “aile ekonomisini” erkek idare ediyor. Yani aslında “Erkek Başına Düşen Milli Hasıla”dan bahsetmek mümkün. Hadi utanmadan milli gelir 16.000 dolar oldu diyelim. Ne olur ki? Diyarbakır İstanbul farkını görmüyoruz, kadın erkek farkını da görmeyiverelim.

 

EMEKÇİLER VE GAYRİ MİLLİ HASILA

Çok fazla boncuk saymaya gerek yok. Asgari ücret net 435 lira. O da şanslıysanız. Sigortanız ödeniyorsa. Yani 360 dolar. Yani günde 1 dolardan biraz fazla. Hadi solcuyuz ya abartıyorsunuz derler, biraz da haklıdırlar, 2 dolar diyelim. Ve emekçiye 600 dolar verelim. Budur kişi başına Gayri Milli Hasıla. 9.000 değil, 600 dolar.

 

HANGİSİ?

Sınıf, kimlik ve toplumsal cinsiyet kategorileri kullandığımızda iktisat denilen şey puslu bir ufuktan bize yaklaşan bir gemi gibi ortaya çıkmaya başlar. Yeter ki bu kavramları kullanmaya başlayalım. Bu kavramları kullanmazsak GSMH’nin M’sini yeniden üretiriz, hem de hiç GS olmadan. Hasılı aslen budur GSMH.

(Ferhan Güloğlu’na veri seti için teşekkürler.)