ABD'de 2 Kasım'da dananın kuyruğu kopuyor! Yok aslında bu bile belli değil. 2000 yılı benzeri oy ayırımının sapa sarması, şaibelerin ayyuka çıkması sonunda Yüksek Mahkeme'nin başkanlığı adaylardan birine hediye etmesi olasılığı mevcut.

ABD'de 2 Kasım'da dananın kuyruğu kopuyor! Yok aslında bu bile belli değil. 2000 yılı benzeri oy ayırımının sapa sarması, şaibelerin ayyuka çıkması sonunda Yüksek Mahkeme'nin başkanlığı adaylardan birine hediye etmesi olasılığı mevcut.

Önce açıkça söyleyeyim, eğer ABD seçimlerinde oy kullanma hakkım bulunsaydı bu oyun adresi bağımsız aday Ralph Nader olurdu. O zamana kadar bir tüketici hakları savunucusu olarak tanınan, özellikle büyük otomobil firmalarının ipliğini pazara çıkarmakla ünlenen Nader ilk kez 1996 seçimlerinde başkanlığa adaylığını koydu. O yıllarda Yeni Yüzyıl gazetesindeki köşemde "Benim Oyum Nader'e" başlıklı yazımı anımsıyorum. Nader'in 2000 yılı seçim kampanyası oldukça canlı geçti. Geniş bir aydın, sanatçı desteğini arkasına alan Nader bağımsız, ekolojist bir sol alternatifi Amerikan tarihinde ilk olarak seçmenin önüne getirdi.

Nader bugün de aday. Ama dört yıl önce ona destek veren, aralarında Noam Chomsky, Howard Zinn, Susan Sarandon'un da bulunduğu 113 ünlü bir bildiriyle oyların Kerry'e verilmesi çağrısında bulundular. Metinda Nader ile ilgili bir eleştiriye rastlanmadığı gibi, her ne kadar Kerry'nin Irak savaşı ve diğer politikalarını benimsemiyorsak da ifadesiyle bir "ruh kurtarma" denemesi yapılıyor. Dört yıl mangalda kül bırakmayıp, oy sandığına gelince birdenbire ehlileşen, göbeğe çörekleniveren yanar döner "aydın" tipine aşina olan bizler için aslında şaşırtıcı bir şey yok.

Kerry kampanyası, Nader'in adaylığını geçersiz kılmak için 17 eyalette 22 dava açtı. Yaklaşık 65 milyon dolar harcamayla ülke çapında yüzlerce ekibi günde 24 saat çalıştırarak Nader'i sandıktan uzak tutmaya çalışıyorlar. Kritik eyaletlerden bazılarında, örneğin Pensilvanya'da bu amaçlarına ulaştılar.

Bush ile Kerry'i karşı karşıya getiren TV tartışmalarından demokrat adayın "hat trick" yapıp, yani 3-0'lık skorla galip çıktığını biliyoruz. Ama kimse diğer adaylara, Nader yanı sıra Liberter Michael Badnarike de seçmene hitap etme fırsatının neden engellendiğini tartışmıyor bile.

ABD'de seçim yarışı başa baş giderken, dünyada Bush antipatisi öne çıkıyor. Aralarında İngiltere, Japonya ve Fransanın da bulunduğu 10 ülkede gerçekleştirilen kamuoyu araştırmasında Bush'a ve Irak işgaline büyük tepki duyulurken Kerry'e de güçlü bir onay verilmediği görülüyor. İki istisna söz konusu: biri tahmin edileceği gibi İsrail, öteki ise Rusya. Beslan katliamında gözlendiği gibi, "terörle mücadele" etiketi altında Bush ve Putin aynı insanlık dışı yöntemlere başvurmaktan çekinmiyorlar. Demek ki propaganda araçlarıyla ortalama insanı da belli ölçüde şartlandırmayı başarıyorlar.

 

ÇAĞDIŞI VE IRKÇI SEÇİM SİSTEMİ

ABD'nin çok köhne ve çağdışı bir seçim sistemine sahip olduğu biliniyor. Eyaletlere dayalı bir çoğunluk sistemi geçerli ve bir tek oy bile fazla alarak o eyaletin tüm delegelerini kazanmak olası. Dolayısıyla 2000 Al Gore'un başına geldiği gibi daha çok oy alıp seçimi kaybetmek de.

Oy verme prosedürü federal bir ülke olduğu gerekçesiyle eyaletlere bırakılmış. Bazı eyaletlerde oy sandıklarının sayısı az ve yerleşim yerlerine çok uzak. Bu da maddi gücü kısıtlı, ulaşım olanakları az olanların haliyle Afro-Amerikanlar'ın, yani siyahların, Hispanikler'in ayrımcılığa uğramasına neden oluyor. Florida da olduğu gibi kütüklere yazılma koşulları, örneğin minimum süre ikamet koşulu, bazı yerlerde çok sıkı, bu da gene altta kalanları yani ayni azınlıkları oy kullanma hakkından mahrum ediyor. Gözaltına alınanlar, şartlı salıverilenler, hüküm yiyenler de farklı eyaletlerde farklı muamele görüyor, bazı yerlerde oy kullanmaktan men ediliyorlar. Bu ayrımcılık da gene ençok siyah Amerikalılar'ı vuruyor.

Kısaca Amerikan seçim sistemi adaletsiz ve ırkçı. Gene de seçim bu sistemle belirlenecek Bush'un saldırgan politikalarının onay görmediğinin, seçilmesi halinde Kerry'e de bir mesaj olacağını varsayarak Bush'un alaşağı edilmesini temenni etmek gerekiyor.

Not: Yarın saat 13:00'de Taksim Gezi Parkı'nda BAK'ın "Bush'a Hayır – Irak'ta İşgale Son" mitingi Türkiye'deki savaş karşıtlarının içini dökmesi için seçimlerden önce son fırsat.