Pazar ve pazartesi günleri CHP, geleceğini belirleyecek önemli iki toplantı yaptı.
Bir yol haritası çıkarmak ve bu yolda nasıl bir anlayışla yürüyeceğine karar vermek adına CHP bu iki günü dolu dolu yaşadı.
Parti içi muhalefetin başlattığı tartışma, CHP adına tabanı ile kucaklaşmak,oy veren seçmenine hala sağduyu içinde olduğunu göstermek için bir fırsat oluşturdu!..

****

Genel havaya bakınca hafta sonu çalışması CHP’ye özgüven verdi..
Türkiye’ye doğru mesajlar vererek kendisiyle ilgili spekülasyonları önledi,hakkında daha olumlu bir hava oluşmasını sağladı!...
Her ne kadar ufak tefek tartışmalar yaşanmış olsa da 16 ve 17. Olağanüstü Tüzük Kurultayları Kemal Kılıçdaroğlu’nun beklediği ve istediği şekilde bitti.

***

Bu kadar heyecan ve tedirginlik yaratan olay nedir?..sorusuna kısa cevap verelim.
Baykalizmin iflah olmaz iktidar hırsıdır!..

****

CHP,1995 yılında iş başına gelen bu anlayışla genel ideolojisinden uzaklaştı.
1998 Kurultayı sonrası (Ricky Martin Kurultayı) sosyal demokrat parti programına ters düşen, ”neoliberlismi” özümseyen, doğal müttefikleri olan emekçiden ayrılan, sağlaşan, sığlaşan bir anlayışla yönetilmeye başlandı.
Asıl önemlisi değişimci, devrimci ruhunu terk etmesi oldu.
Bu “başkalaşma” ruh hali CHP’nin, toplum ve bireyin değişimini, dünyanın ulaştığı iletişim ve teknolojik ilerlemeyi görmesini ve küresel gerçekleri anlamasını engelledi…

***

Adeta devlet partisine dönüşen, askeri vesayetten medet uman bir kadro iş başına getirildi.
Ülke gerçeklerine halkın gözü ile bakmak yerine, bir avuç iç ve dış azınlığın düşünceleriyle bakan bir politika izlendi...
CHP, Kürt Sorunu ıskalayan, Alevi taleplerine kulak tıkayan, işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk yerine sadece laiklik ve milliyetçilik duygularını öne çıkaran, “tek ses, tek nefes diyen” bir parti haline dönüştürüldü…

****

Yönetimin özellikle 28 Şubat Darbesi sonrası iktidar beklentisi, demokratik algılarının körleşmesine, evrensel hukuk ilkelerine bağlılığının gevşemesine, toplumun hak, Özgürlük ve eşitlik taleplerini göz ardı etmesine neden oldu.
Bu nedenle 1999 seçimlerinde ilk kez CHP, TBMM dışında kaldı…

****

Aynı yönetim zihniyeti 2002 den itibaren, adeta AKP’nin oylarını artıran, seçim kazanmasına olanak tanıyan, yanlış ve CHP misyonuna uymayan siyaseti devam ettirdi.
Bir sol ve kitle partisi olması gereken CHP, halka kapısını kapattı.
Hizip Partisi olarak, dar bir kadro ile Türkiye’nin değişimine sadece bakan, klişeleşmiş nutuklarla işi idare eden muhalefet patisi olarak kaldı..

****

Bu süre içinde CHP yönetiminin “iktidar” hırsı hiç olmadı.
İktidar olma iddiasını, bir avuç örgüt emekçisi sürdürdü.
Ancak yerelde bu hedefe baş koyanlar taltif edilmedi.
Sol düşünen,çoğulcu kültüre sahip çıkanlar çeşitli nedenlerle partiden uzaklaştırıldılar..
Küstürüldüler ya da ihraç edildiler!.

****

Baskıcı,demokratikleşme dışında hüküm veren hükümete karşı toplumsal muhalefet önderliği bilinçli olarak yapılmadı!..
Emekçiler,dar gelirliler kısaca “dışlanmış büyük bir çoğunluk” yalnız bırakıldı!..
Statüko korundu.
Vesayet sistemine neden olan yapı adeta saklandı...
“Genetik direncimiz var.” Diyenler, bırakın AKP’nin büyümesine direnmeyi, yasaları değiştirerek,Erdoğan’a başbakanlık yolunu açtılar!..

****

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasıyla CHP bir ivme kazandı.
Baykal yönetimi sayesinde ülkeyi rahat idare eden AKP, CHP’deki değişimin getirdiği hareketlenmeyi fark etti.
Toplumda muhalefet heyecanını anladı.
O nedenle Kılıçdaroğlu’nun üzerine gitti.

****

Bu kurultaylardan AKP adına medet umanlar, aradıklarını bulamadılar!..

****

CHP için “Kurultaylar Partisi” sözü doğrudur.
Çünkü sol parti olan CHP’nin özünde demokrasi vardır..
Kurultaylar, partinin tüzük ve programlarının yenilenmesine neden olur.
Kurultaylar, demokrasinin gereği olan tartışma, paylaşma ve düşünce üretme geleneğinin platformudur.
Toplumun beklentilerine çözüm üretme,partinin tüm bireyleriyle buluşma,oluşturduğu yeni düşünceleriyle halka ulaşma ve kucaklaşma yeridir..
Sol partilerde Kurultaylar; Yol haritasını çizme, siyaset üretme, hedef koyma ve iktidar olma iddiasının belirlendiği yerdir…

****

CHP bu tüzük Kurultaylarıyla “kadın ve gençlik kotalarını genişleterek ve partisini kitlelere açarak” yenileşme yolunda bir adım attı.
Değişimci, devrimci, yenilikçi ve çağdaş yönünü öne çıkarmaya söz verdi…
Demokrasinin herkes için olduğunu,eşitlik,özgürlük ve insan haklarını herkes için istediğini ortaya koydu..
CHP’nin söylemi,projeleri ve kadrosuyla iktidar olma iddiasının altını çizmesi önemli bir adımdır..
Bu iki günde Kemal Kılıçdaroğlu lider olma doğrultusunda büyük bir adım amıştır!..

****

Ancak çok zayıflamış olsa da Baykalizm henüz sona ermiş değildir!
Mücadelelerini devam ettirecekler..
Tıpkı Erdal İnönü’ye yaptıkları gibi bekli de ‘ Farklı bir Genel Merkez” oluşturarak yönetime karşıtlıklarını sürdüreceklerdir!..
Sinsice ve yıkıcı olmadıkça parti içi muhalefet demokrasinin vaz geçilmezidir.
Bundan kimse şikâyet edilmemeli…
Bütün mesele, Kılıçdaroğlu ve kadrosunun toplumun ve partinin beklentilerine cevap verecek güç ve bilinçte olmasıdır!..