Lübnan Savaşı sırasında, bu ülkenin Ortadoğu'nun bir prototipi hatta "küçük Ortadoğu" olduğunu söylemiştik. Bu yüzden Lübnan üzerinden, Lübnan'da olanlar

Lübnan Savaşı sırasında, bu ülkenin Ortadoğu'nun bir prototipi hatta "küçük Ortadoğu" olduğunu söylemiştik. Bu yüzden Lübnan üzerinden, Lübnan'da olanlardan bölgedeki muhtemel gelişmeleri okumak mümkün. Hariri cinayeti ile başlayan süreç, kendilerini Suriye karşıtı olarak nitelendiren 14 Mart Hareketi'nin ABD ve uluslar arası medya destekli destekli "Sedir Devrimi" ile son bulmuştu. Sanal bir durum olan Sedir Devrimi sonucu Suriye Lübnan'dan çekildi. Yani Hariri suikastı amacına ulaştı. Ancak, hesabın tamamlanması için Hizbullah'ın Lübnan'dan temizlenmesi gerekiyordu. Temmuz ayında iki askerin kaçırılması bahanesiyle 34 gün boyunca süren saldırı ülkeyi enkaza çevirdi ama Hizbullah bitirilemedi. Aksine Hizbullah, İsrail saldırısından güçlenerek çıktı. Hatırlayacak olursak savaş sırasında İsrail sık sık bildiriler atarak "ülkenin enkaz haline getirilmesinden Hizbullah'ı sorumlu tutmuş" ve 14 Mart'çılan kışkırtmayı denemişti. Ardından, Hizbullah'ı silahsızlandırmak için ülkeye gönderilen UNIFIL'in bu işe soyunamayacağı ortaya çıktı. UNIFIL'in barışı değil "İsrail'i korumak" için konuşlandırıldığı, İsrail değil Hizbullah'ın saldırılarını önlemeyi" amaçladığı biliniyor. En azından Lübnan halkı böyle değerlendiriyor. Yoksa UNIFIL neden Lübnan-İsrail sınırının iki yanına değil de sadece Lübnan'ın içine konuşlansın ki? İsrail jetleri hala Lübnan üzerinde alçaktan uçuş yapmıyor mu? Savaşa gerekçe olarak gösterilen ve uğurlarında binden fazla insanın öldürüldüğü iki İsrail askerine ne oldu?

SURİYE NİYE YAPSIN?
Lübnan'da saldırının sıcaklığını geçmesinin ardından "kartların açıldığını gören" Hizbullah, hükümette daha fazla sandalye ve ulusal birlik hükümeti önerisinde bulunarak hükümetten çekildi. Hizbullah lideri taraftarlarını sokağa davet ederek barışçıl protesto gösterilerine başlama talimatı verdi. Pierre Cemayel suikastı (bu cinayetler devam edecektir) da bu sırada geldi. Ve beklendiği gibi hemen Suriye suçlandı. Ancak, bu suikasttan sonra Suriye'yi suçlamak resmin bütününü görememek ve işin kolayına kaçmak olur. Bu sıralar zaten uluslar arası baskı altında olan ve durumun yatışmasını isteyen Suriye cinayeti niye işlesin ki? Mevcut durumda bu cinayet ne Suriye'nin ne de İran'ın çıkarınadır. Asıl hedef, bölgedeki siyasi gelişmelerin yönünü değiştirmektir. Bu suikastın zamanlamasına bir bakalım: "Suriye Dışişleri Bakanı'ı Irak'ı ziyaret ediyor, Irak-Suriye ilişkileri normalleşmeye, diplomatik ilişkiler ise resmen başlıyor, Ahmedinejad'ın Irak'ı ziyaret teme ihtimali beliriyor, İran-Irak ilişkileri nor-malleşiyor, ABD, Irak konusunda Suriye ve İran'dan üstü kapalı yardım istiyor, Filistin'de milli birlik hükümeti kuruluyor." Böyle bir resimde, suikast nedeniyle ortaya çıkan değişiklik kimin işine yarayabilir ki?

GELİŞMELER ERTELENECEK
Bu suikast dengeleri İsrail lehine değiştirmeyi amaçlamaktadır. Çünkü Lübnan'da Hizbullah, Emel ve Michael Aun'un Özgürlük Partisinden oluşan muhalif grup taleplerini erteleyecek, gösteriler yapılmayacaktır. ABD yanlısı Sinyora Hükümeti ve 14 Mart ( Sünni grupların bazıları, Maruniler ve Dürziler) grubu şu anda meşru olmayan hükümeti devam ettirecek, Hizbullah'ın suçlanması kolaylaşacaktır.

Bölgedeki gelişmelerden İsrail'in rahatsız olması için tek neden bu değil tabii ki. Irak'ın İran ve Suriye'ye yakınlaşması, Irak'taki krizini çözümü için İran ve Suriye'nin arabuluculuğu (Baker-Hamilton Planı), bu gelişmenin ABD'nin Irak'tan çıkışının yolunu açabilecek olması İsrail'in çıkarına değildir. Çünkü bu durumda İran ve Suriye, Irak krizinin çözümünde en önemli aktör olarak ortaya çıkabilecektir. Ortadoğu'da kendini İsrail'in çıkarlarını korumaya adamış bir Amerika, bu kez kendini kurtarmak için geçici de olsa farklı denklem için girmeye çalışmaktadır. Demokratlar'ın çoğunluğu ele geçirmesiyle meydana çıkan bu durum Tel Aviv'de çok hoş karşılanmamıştır. Her ne kadar ABD-İsrail çıkarları ortak gibi görünse de, gerektiği yerden İsrail'in ABD'nin politikalarını umursamadığı bilinir. Son zamanlarda bazı yorumlar da İsrail'in giderek ABD'nin çıkarlarını tehlikeye düşürdüğü yönündedir.

Bu yüzden Cemayel'e yönelik suikast sonrası Lübnan iç karışıklık ve siyasi çatışmalara sürüklenebilir, İsrail'i tehdit eden Hizbullah bu karmaşanın içini çekilebilir. İran ve Suriye'nin arabuluculuk misyonları ertelenebilir. Suriye'nin hala güvenilmez bir ülke olduğu imajı devam edebilir.

ABD'nin bile Suriye'yi açıktan suçlamaktan kaçındığı bir ortamda Cemayel cinayeti bölgedeki gelişmelerin yönünü bir süreliğine değiştirecektir. Acık söylemek gerekirse, Lübnan demokrasisi kimsenin umurunda değildir. Herkes Lübnan üzerinden kendi bölge politikasının oynamaya çalışmaktadır.