Bilinçli toplum için kadın ilk eğitmen
Nimet Erenler Gülkökü (Fotoğraf: CBN Yayınları)

Gamze BARGIN BULMUŞ

Gayanna kadının ve adamın, hatta daha ötesine uzanarak toplumun ruhuna dokunan ve ağırlıklı olarak gündelik hayatın içindeki gerçeklikte sosyolojik, psikolojik, tarihsel iz sürerek kadın kimliğini irdeleyen bir eser. Ona ait olan veya ona yük olan kimlikleri sorgulatan...

Yazar Nimet Erenler Gülkökü, Gayanna ismini dünya anne anlamında değerlendirmiş ve dünyayı kurtaracak gücün ise içindeki eril güçle buluşan kadının olacağına inanıyor.  Ona göre; salt akıl yıkıcı, salt duygu ise yakıcıdır. “Bütün mesele aklı ve duyguyu bir arada buluşturan bir bilinç düzeyinde yaşamı anlamlandırmak ve iyi bir nesil yetiştirmek. Şayet bunu başaramazsak huzur, güven, sağlık, bolluk, bereket bizden uzaklaşacaktır ve yerini acı, keder, yıkım ve yok oluş alacaktır” diyor yazar Nimet Erenler Gülkökü.

Gayanna, yazarın beşinci kitabı olup 2019 yılında hayatlara sunduğu  merhabasıyla yankı uyandıran, okuru içine çeken, satırlarda okurun kendisini görmesini sağlayan her erkeğin ve kadının ruhuna dokunan, dönüştüren, iyileştiren bir dile sahip. Akabinde “Sosyal Sorumluluk Projesi”ne evrilen ve şimdilerde de etkisini dalga dalga sürdüren eşsiz bir eser.

GAYANNA

Nimet Erenler Gülkökü

CBN Yayınları, 2019

Sümerolog ve tarihçi Muazzez İlmiye Çığ da bir bilim kadını olarak kitabı şu sözleriyle anlamlı kılıyor: “Gayanna, sosyal sorumluluk üzerine yazılmış bir kitap. Burada daha çok kadınların sosyal sorumluluğu ele alınıyor. Kadın ve erkek herkesin bu kitabı aileleri için muhakkak okuması lazım.”

“Kendi ışığını yakan her kadın çaresizlere ilham verir, umut olur, ışık saçar” diyen yazar Gülkökü, bilinçli kadın olma ruhunu kendi hayatında da var eden bir kadın.

Yazar okuru farklı konularda aforizmalarla karşılıyor. Araştırmacı yazar, “Kadın ilk eğitmendir” sözüyle yola çıkıyor Gayanna’da. Kadın bilincinin önemi, eserin her bölümünde varlığını hissettiriyor. Eser, toplumu yetiştiren ve dönüştüren kadının güçlü ve her şeye yetebilen potansiyelini okuyucuya sunduğu sarsılmaz güvenle savunuyor. Yazar bu güçlü sözün önemi üzerine Gayanna söyleşilerinde; “Toplumu yetiştiren kadındır. Kendini bilen ve farkındalığı yüksek bilinçteki kadınlar, çocuklara doğruyu gösterir. Bizler kendimizi geliştirdiğimiz sürece olumlu örnek teşkil ederiz. Böylelikle gelecek nesiller bizlerin rehberliğinde sağlıklı toplumlar oluşturacak” diyor. Nitekim Gayanna’nın bugün ve gelecekte yeryüzü kadınlarının sesi olarak yola devam ettiği görülüyor. Gayanna bir kitap olmanın ötesinde kadını psiko-sosyal yönden destekleyen, potansiyelini açığa çıkarmasına rehber olan ve kadın bilincinin güçlenmesini amaçlayan bir kadın hareketi niteliğinde. Eser, kadının duyguları üzerine yoğunlaşırken duyguların sağlıklı işleyiş sürecinde kat edeceği yola dikkat çekiyor.

“Kadının en güçlü yanı onun duygularıdır” başlıklı bölüme göre; Kadın içinde var olan duygularını sağlıklı yaşayamazsa kendini tanıyamaz ve farkındalık oluşturamaz. Sağlıklı duygularla ilerleyemeyen kadın, sağlıklı bireyler yetiştiremez ve bilinçli toplum inşa edilemez. Gayanna, duyguların ve kadın bilincinin yanı sıra aile kavramının önemi ve işlevinin de altını çiziyor. Bu bağlamda toplumsal yapının sağlam ve her iki tarafa da sevgi kuşatımında olması bakımından uygulanabilir metotlar sunuyor. Düşünce ve inanç konusuna da eğilen Gayanna, sosyal sorumluluk projesiyle kadını desteklerken erkeğe değer vermeyi bırakmayan, kadını duygularının yanı sıra ruhsal açıdan da iyileştirmeyi hedefleyen, sevginin; hayatı ve bireyin yaşamını dengeleyen birincil duygu olduğunu ilkeli örneklerle temsil etme potansiyelinde karşımıza çıkıyor.

‘KENDİMİZE EMANETİZ’

Nimet Erenler Gülkökü, uyanış çağrısı ruhundan insanlığa Gayanna ile buluşmayı başarmış bu toprakların mücadeleci kadın bilincine sahip benzersiz bir değer olma özelliğinde. “Kendine acıyan değil, kendine inanan bir kadın olmak gerektiği” fikrini her fırsatta dile getirerek kadın mücadelesine güç katıyor. Yazar eserde, içsellikle birlikte bu yolda evrenin bilgeliğinin referans alınması gerektiğini evrensel yasaların önemi çerçevesinde aktarıyor. Buna göre evrensel yasalar ve inanç sistemi iyileşmenin gerçekleşmesinde önemli bir rol üstleniyor. Gayanna’yı parmakları arasında tutan her beden sayfalar arasındaki yaşanmışlığı, psiko-sosyal süreçlerdeki iyileştirici gücünü benliğinden süzerek hücrelerine alıyor. Zira Gayanna, her özel ruha kapı aralayan bir eser. Her okur satırlar arası gezintideyken sorgulamaya, değişime açılmaya ve dönüşmeye başlıyor. Diyebiliriz ki toplumu oluşturan her bir birey toplumu var eden güçlü bir oluşumdur.

İşte Gayanna, sevgi enerjisini incelikli dokunuşlarıyla hissettiren bu güçlü oluşumun öncüsü. Kadın bilincini oluşturma amacıyla yola çıkan Gayanna, yarattığı dönüşümle okuru bilincin zirvesine taşıyor.