Kosova'nın en çok satan tabloid gazetesi Express, bağımsızlığın ilan edildiği pazar günü Sırbistan Kralı Karacoceviç...

Kosova'nın en çok satan tabloid gazetesi Express, bağımsızlığın ilan edildiği pazar günü Sırbistan Kralı Karacoceviç, Yugoslavya'nın kurucusu Tito ve Yugoslavya'nın da sonunu getiren son Yugoslav cumhurbaşkanı Miloşeviç'in fotoğraflarını birinci sayfasına basıp "FUCK YU" manşetini attı. Gazetenin bu manşetinin atıldığı gün, Meclis'te bağımsızlık ilanını okuyan Başbakan Haşim Taci, Kosova'nın çok-etnili bir demokratik cumhuriyet olduğunu söylüyor ve Yugoslavya'dan doğan bu 6. cumhuriyette Sırplar'ın huzur içinde yaşayabilecekler garantisini veriyordu.

Kosova'nın bağımsızlığı Yugoslavya'nın kanına giren ve ülkeyi parça parça bölen milliyetçilik virüsünün kaçınılmaz sonuçlarından biriydi. Balkanizasyon, parçalanma, bölünme demek. Şimdi, Kosova'nın da bağımsızlığını kazanmasıyla, Yugoslavya'nın balkanizasyonu sona ermiş olacak mı? Yoksa, pandoranın bir kez açılmış olan kutusu kolay kolay kapatılamayacak ve bu kez de "çok-etnili" demokratik cumhuriyet olan Kosova'da da mı insanlar birbirlerini yemeyi sürdürecek? Bunu göreceğiz.

Bağımsızlığını çok daha önce kazanan cumhuriyetlerde bir süredir uç veren "Yugonostalji", Tito'nun Yugoslavyası'na duyulan özlem, eski Yugoslavya'nın dört bir yanından insanların Tito'nun Belgrad'daki anıtkabrine akın etmesine yol açıyor. Bir taraftan bu özlem, diğer taraftan "FUCKYU" manşeti...

Kosova'nın ayak seslerini, 1990'da Belgrad'a yüksekten bakan tepelerden birinde Yugoslavya'yı kuran yaşlı partizanların sohbetlerinde duymuştum. Hırvatlar ve Slovenler çoktan ayrılıkçı bir savaşa başlamışken, yaşlı partizanlar, nedense, Kosova'dan ürküyor, orada çıkacak bir çatışmanın bütün çatışmaların en kötüsü olacağını söylüyorlardı. O çatışmanın sadece Yugoslavya'yı değil bütün Balkanlar'ı saracağını öngörüyor, Kosova dedikçe yüzleri kararıyordu. O yaşlı partizanların kurdukları cumhuriyetin son parçası da koptu geçen gün. Dilerim endişeleri gerçekleşmez, dilerim Kosovalılar yıllardır çektikleri onca sıkıntıdan sonra huzuru bulurlar.

Ancak, Kosova'da yaşayan Sırpların Exp-ress'in manşetinin yansıttığı ruh halinin hâkim olduğu topraklarda huzur bulması hiç de kolay değil. Onlar huzur bulamazlarsa, bu kez Kosova yaşlı partizanların korkulu rüyalarının gerçekleştiği bir yer olabilir. Milliyetçilik virüsü öyle bir yol izledi ki Yugoslavya'da, hakları ve özgürlükleri ezilen birileri, ne zaman kendi bahçelerinin etrafını çevirip burası benim devletim deseler, o güne kadar kendilerine yapılanı başkalarına yapmaktan geri durmadı. Milliyetçilik, mikro milliyetçilikleri doğurup durdu.

Kosova'nın insani bir hikâyesi olacak, dinlememiz gereken. Kuşkusuz, bir de uluslararası politika, strateji hesapları var. O hesapların döndüğü yerde, Rusya ve ABD'nin çekişme alanı olan Kosova'da, elde Amerikan bayrakları ile kutlanan bağımsızlıkla birlikte, ilk raund Washington'un oldu. Ancak, öyle anlaşılıyor ki başka raundlar da olacak. Rusya ve ABD arasındaki çekişme Kafkaslar'a kayacak. Rusya, ABD'ye yaklaşan Gürcistan'dan parçalar koparmaya çalışacak. O da Güney Osetya ve Ab-hazya'nın bağımsızlığı ve tanınması için elinden geleni yapacak.

Kosova'nın bağımsızlığı, onu ilk tanıyanlardan biri olması beklenen Ankara'nın dış politikası açısından da, karmakarışık bir duruma yol açıyor. Bir taraftan, bu KKTC'nin tanınması için uygun zemin oluşturur deyip el ovuşturmak da var, öte yandan "ama aynı zamanda Kuzey Irak'taki Kürt Yönetimi'nin tanınmasını da kolaylaştırabilir" diye kara kara düşünmek de.

Yalnızca, K. Irak'taki Kürt Yönetimi'nin tanıması değil, Ermenistan'ın işgali altındaki Kara-bağ'ın tanınması açısından da bir örnek olursa... Türk Dışişleri'ni, Ermenistan'ın iştahını açan bu olasılık da düşündürüyor olsa gerek.

Kosova tarihsel nedenler ve orada yaşayan Türk nüfus nedeniyle Türkiye'nin sırtını dönebileceği bir yer değil. Bugün yarın, belki ABD ve AB'nin tanımasından sonra, Türkiye de tanıyacak Yugoslavya'nın bu 6. çocuğunu.

Dilerim yaşlı partizanların öngörüleri doğru çıkmaz. Yeterince acı gördü çünkü Balkanlar!