Küresel medya sistemi bazen mükemmel şeylere s

Küresel medya sistemi bazen mükemmel şeylere sebep olabiliyor. Tsunami
felaketinin ardından dünyanın her yerinden yağan benzeri görülmemiş
yardımda, medyanın yansıttığı dramatik görüntülerin ve depremden sonraki
birkaç gün içinde tüm bölgeye yayılan muhabirlerin duygu yüklü yayınlarının
etkisi büyük.

İnsanlarin hükümetlerden daha hızlı ve daha cömert davranması, dehşetle
izlediğimiz medya konusunda umutsuz olan bizlere bile, doğru odaklanan,
profesyonelce hareket eden iyi gazeteciliğin hala ilham kaynağı
olabileceğini gösterdi.

Yine de kendimizi kandırmayalım. Tek bir iyi hikaye, meydan okuyan, sorumlu
yeni bir gazetecilik çağına kapı açmaz. Fakat bu durum, doğru seçimler yapan
modern medyanın iyi şeylerin gerçeklesmesi için nasıl bir güç
oluşturabileceğine dair kanıt teşkil etmektedir.

Tsunami felaketi sonrasındaki yapıcı etkileri sönmeye başladıkça, hem yerel
hem küresel medya; rekabet, reklam ve politik ikna faaliyetine hızla geri
dönüyor. Bu baskılar gündeme geldikçe ve toplumdaki farklı güçler kamuoyunu
etkilemek için birbirleriyle yarıştıkça kaçınılmaz olarak medyanın verimi
düşmektedir. Kamuoyunu şekillendirmek için verilen bu savaş yerel değil,
küreseldir.

Irak'ta teröristler rehin aldıkları insanlara canlı infazlar
gerçekleıtirirken, uluslararası kamuoyunun izlemesini hedef almaktadırlar.
Kurbanları Japon, İtalyan, İngiliz ya da Amerikalı olabilir, fakat asıl
amaçları dünya kamuoyunu Irak işgaline, demokrasiye ve kendi çarpık Islam
anlayışlarının reddettiği laik alternatiflere karşı tavır almak için
yönlendirmektir.

Küresel medya, izleyicilerine nasıl manipüle edildiklerini göstererek bu
tavra karşı savaşmalıdır. Medya üzerinden yayılan aşırılıkçı tavra karşı
netlik, açıklık ve dürüstlük ilkeleriyle mücadele etmelidir.

Gazetecilerin yapması gerekenler çok daha fazladır. Medyanın içindekiler
dahil, ölüm saçan isyancılardan daha zekice fakat daha az korkutucu
hedefleri olan tüm medya manipülatörlerine karşı çıkmalıdırlar.

Medyada, patronluğun gerçekleri saptırma ve gazeteciliği kontrol altında
tutma hakkına sahip olmak için yeterli olduğunu düşünen pekçok kişi var.
Reklam verenlerin ve sponsorların gazete sayfalarında bir etki alanı
oluşturma hakları olduğunu iddia edenler de cabası.

Böyle düşünmekle hata yapıyorlar, çünkü bu tarz bir etki alanı
oluşturduklarında sansür ve bilginin denetimi gibi manipülasyonu
destekleyen tehlikeli düsünceleri de beslemis oluyorlar.
Tüketicilerin sözünün geçtiği, kendi adına düşünmenin engellendiği ve medya
içinde ve dışındaki hükümet yetkililerinin gündemi kontrol altında
tuttukları politik olarak zayıflatılmış bu dünyanın umutsuz görüntüsüne
katlanmak zorunda değiliz.

Deprem hepimizi sarstı. Bizleri sarstığı gibi, küresel medyayı da insanlık
için bir şeyler yapmak ve bağımsız gazeteciliğe olan ihtiyaç konusunda
düşünmesi için sarsarsa bazı yararlı sonuçlarını görebileceğiz.