8-9 Mayıs 2006 tarihleri arasında düzenlenen Türk Futboluna Yapısal Bakış adlı sempozyum, Haliç Üniversitesi tarafından...

8-9 Mayıs 2006 tarihleri arasında düzenlenen Türk Futboluna Yapısal Bakış adlı sempozyum, Haliç Üniversitesi tarafından düzenlenmişti, sonuçları spor kamu oyuna sunulmak üzere kitaplaştırılmıştır.

Kitabın tanıtımı Haliç Üniversitesi tarafından Mecidiyeköy yerleşkesinde yapılıp Türk Futbolunun hizmetine sunulmuştur.

Başta sempozyumun amacı futbolumuzla ilgili soru işaretleri uyandırmaktı... Sanırım bunda başarılı olundu.

Tartışılan konular ve oturumlar gerçekten kayda değer konulardı, içeriğinin bir buçuk senede hazırlanması bunun en büyük kanıtıydı. Bir üniversitenin futbola sahip çıkıp futbolun sorunları ile ilgilenmesi, hatta çözüm önerilerinde bulunması ciddi bir olaydır. Hele hele bunu futbolumuzun emekçileri ile paylaşması çok önemli bir saptama, sanırım konuklarımız benim ile aynı fikirdedir.

Burada önemli olan bir üniversitenin futbola sahip çıkarak futbolun seviyesini yükseltmesidir. Haliç Üniversitesi'nin beş yıllık futbol süreci artık kendine ait prensipler ve kurallarla donatılmış fakat evrensel futbol kurallarına da sadık kalan futbol merkezli bir kültür oluşturmuştur. Olayın dikkat çeken noktası budur.

Bu kitap "Türk Futbolu" için bir belgedir. Sanırım spor kamuoyu bunu kabullenir, çünkü bilimsel bir hizmet verilmiş hiçbir karşılık beklenmeden...

Çünkü bunu sorumluluk duysu içinde gerçekleştirdik tıpkı çok değerli konuşmacılar gibi. Sakın ola ki bizler için kaygılanmayın, bizlerin kaygısı diğerleridir.

Diğerleri kim mi?

Bizlerin herhangi bir beklentisi olamaz, çünkü bu bizim futbol kültürümüzle bağdaşmaz. Aslında futbolun kendi evrensel değerleri ile de bağdaşmaz. Gerçi herkesin yerine konuştum ama değerli arkadaşlarım bağışlar beni sanırım.

Bir Bektaşi fıkrası ile bitirmek istiyorum, Bektaşi camiye gitmiş zorla ve fırsat bu fırsat tanrıdan dilek dilemiş. "Tanrım bana bir rakı parası" diye.Yanında sofu da "Tanrım bana iman ver" diye yalvarırmış.

Bektaşinin söylediğini duyar duymaz sofu "Bre kafir utanmaz mısın rakı parası istemeye?" der. Bektaşi ise, "Herkes kendinde olmayanı ister" diye karşılık verir.

İşte Türkiye'de herkes futbolda kendinde olmayanı istemektedir, futbolda olmayan ise zorla elde edilemez, sorun bunun ayrımına varamamaktır. Asıl olan futbolda olanı yüceltmektir.

FUTBOLU ONURLANDIRMAKTIR.