Bugün sanırım "gerçekleri sadece gerçekleri" yazmam hiç mümkün değil. Çünkü savaş halindeyiz. Ve savaşta önce gerçekler ölüyor!

Bugün sanırım "gerçekleri sadece gerçekleri" yazmam hiç mümkün değil. Çünkü savaş halindeyiz. Ve savaşta önce gerçekler ölüyor! Ölünün arkasından konuşmak da ayıptır. Bu yüzden gerçekleri hatırlamak, hatırlatmak dahi kınanabilir: "Çözüm sınırın ötesinde değildir, berisindedir; çünkü kökü kömeci bizdedir" deyince, gerçekleri bir bir dizince, ya "vatan haini" ya da "şoven" sayılabilirsiniz. Oysa Türkçe'deki 'gerçek' ne güzel bir kelimedir ve Kürtçe'deki 'rast? ne güzel bir kelimedir. Yazılışları farklı ama anlamları aynıdır. Şey ama... Anlamları sahiden de aynı mıdır? Türkler için 'rast? olan, Kürtler için 'gerçek' midir ya da Kürtler için 'gerçek' olan Türkler için 'rast? midir?

Şimdi "savaş haberleri" Hürriyet gazetesinde de Özgür Politika gazetesinde de "aynı"dır, yani gerçek değildir. Üstelik devlet politikalarını eleştirdiğinizde birincisi size "vatan haini" diyecektir, PKK çizgisini eleştirdiğinde ikincisi size "şoven" diyecektir. Varsın desinler... Eh işte, Hürriyet gazetesi yorumları elbette elinizin altındadır; istediğiniz zaman okursunuz... Ama mesela Özgür Gündem internet sitesinden haberiniz var mı? Bu sitede Yusuf Ziyad imzasıyla ve "Kürtlerin İçindeki Truva Atı: Celal Talabani" başlığıyla yer alan bir yorumu okuduğunuzu hiç sanmıyorum. Oysa bence bugünlerde en az Ertuğrul Özkök yorumları kadar 'önem' taşıyor ve bu yüzden özetle aktarıyorum:

Yorumda "AKP'yle bağları bilinen ve PKK'ye yönelik saldırıları olumlu karşılayan Irak Devlet Başkanı ve YNK lideri Celal Talabani'nin hesapları" üzerinde duruluyor ve çarpıcı iddialar ileri sürülüyor: Mesela, daha hava saldırısı yapılmadan önce YNK, bir kara operasyonu için zemin çalışmalarını başlatmış. YNK, kış ayları boyunca PKK'nin bulunduğu bölgedeki tüm yolları sıkı denetime alarak kapatmış. Burada erzak ve her türlü lojistik malzemenin geçişini yasaklamış. Hava operasyonu esnasında PKK yaralılarının tedavisine de izin verilmemiş. Jİ-TEM elamanlarına, peşmerge elbisesi giydirilerek ve peşmerge karakollarını kullandırılarak PKK hakkında istihbarat çalışmaları dahi yaptırılmış.

Aynı yorumda Talabani'nin bir "KDP planı" olduğu da belirtiliyor. Buna göre, Celal Talabani sadece PKK'ye değil KDP'ye karşı da bazı faaliyetler içindeymiş. Öyle ki YNK içinden bir grup KDP'yi parçalamak işine girişmiş ve Me-sud Barzani'yi bu noktada oldukça zorlamak-taymış. Bugüne kadar görünürde Barzani'yi destekleyen ABD ise artık Talabani'ye destek veriyormuş. Gelinen noktada Necirvan Barza-ni, büyük oranda Celal Talabani'nin etkisi altına girmiş ve Necirvan, KDP'yi tümden denetim altına almak için hazırlanmaktaymış. Öte yandan Genelkurmay İkinci Başkanı Ergun Say-gun'un 16 Şubat'ta Süleymaniye'de Celal Tala-bani'yle yaptığı görüşme sonucunda, YNK kara operasyonu sırasında Türkiye'ye vereceği desteğin yanı sıra yıllardan beri PKK'den kaçan ve yanında bulunan yaklaşık üç yüz kişiyi Türkiye'ye teslim etmeyi de kabul etmiş. Bunlar da PKK'den yeni kaçan kişiler olarak kamuoyuna yansıtılacakmış. Yine bu görüşmede sınır hattı boyunca tampon bir bölge oluşturulması kararlaştırılmış. Bu projeye yanaşmayan Barzani'nin ikna edilmesi için Talabani devreye girecekmiş.

Yorum özetle işte böyle... Ama benim de ilave bir yorumum olacak: ABD'nin Barzani yerine Talabani'ye destek vermesi çok önemli... Bu arada basında öne çıkmayan bir başka gelişme daha oldu. Bilindiği üzere, Kürtler arasında Kürtçe deyince iki önemli lehçe var: Kur-manci ve Soranice... Barzani'nin denetimindeki Erbil, Dohuk, Zaho'da Kurmanci; Celal Talabani'nin etkili olduğu Süleymaniye bölgesinde ise Soranice lehçesi kullanılıyor. 16 Şubat tarihinde bir haber okumuştum: Kuzey Irak'taki ve ABD denetimindeki Kürt Yönetimi, ortak bir dil oluşturmak için 'Kurmanci' lehçesinin Süleymaniye ve Erbil'deki okullarda öğretilmesini yasakladı. Irak'ta ikinci resmi dil Kürtçe olunca bunun hangi lehçe olacağı uzun süre tartışılmıştı. Tartışmalar sonrasında Kürtçe'nin Soranice lehçesi resmen açıklanmasa da resmi dil olmuştu. Böylece Soranice'nin daha etkin bir lehçe olmasının önü açılmış oldu. Yani... Yani, ABD'nin desteklediği Talabani'nin lehçesi... ABD Kürtleri de mi bölüyor?

Ya da 'rast?, Soranice mi Kurmanci mi? İşte bunu bilmiyorum... Ve bu olup bitenler karşısında hangi kelime uygundur, aslında onu da bilmiyorum: Gerçek? Rastî? Real? Ama bütün dillerde ortak şu kelimeyi ezbere biliyorum: Reelpolitik! Gözün kör olsun!