Hatırlanacağı üzere 4 sene önce Cumhurbaşkanı Sezer

Hatırlanacağı üzere 4 sene önce Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Ecevit arasında bir gerginlik yaşanmış ve sonrasında Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi ortaya çıkmıştı.

21 Şubat 2001 günü tarih kayıtlarına ‘’Kara Çarşamba’’ olarak geçen bu kriz aylarca sürmüş ve sonunda krizin içinden çıkamayan yüzlerce yönetici ve işadamına Fatih Terim tarafından “Ekonomik krizden kurtuluş yolları’’ konu başlığıyla ders verdirilmişti! Bu komik toplantıya katılanların kendilerine ders verecek kişinin aslen bir kriz üstadı olduğunu hiç bilmemeleri komikliğin yanına biraz trajedi getiriyordu! Konferansın yapıldığı 5 Kasım 2001 tarihinden 2 yıl önce Terim’in Galatasaray T.Direktörü olduğu zaman Chelsea maçı için gittikleri Londra’da havalimanında bekletildikleri gerekçesi ile çıkarttığı kriz bunlardan biriydi. Maçın başında da Taffarel’in oyundan atılması, maçı kaybettiren faktör olmuştu.

Dönemin mentörü Turgay Biçer’in Taffarel’deki gerginliği bir gece önce görüp sabaha kadar yedek kaleci Mehmet Bölükbaşı’nı maça hazırladığı, olayın yakınındakiler tarafından bilinir.

Rövanş öncesi büyütülen gerginlik (!) ile Chelsea’ye “Cehenneme hoşgeldin” karşılaması yapı lmış, ancak Chelsea 5 gollü bir galibiyet almış, İngilizler ile saha dışı yaratılan kriz politikasının maçı sahada kazanmaya yetmediği açıkça görülmüştü. Ancak birkaç ay sonra bir başka İngiliz takı mı Leeds United karşılaşması için gelen İngilizlerle Türkler arasında Taksim meydanında çıkan kavgada iki İngiliz’in ölümü kriz politikasının finaliydi. Terim’in Galatasaray’dan ayrılışı da kriz içinde olmuş, sebebinin ise Hakan Şükür ve Faruk Süren ile yaşanan problemler olduğu basına yansımıştı. Trapattoni’nin yerine kendisine görevi veren Fiorentina Kulübü Başkanı Cecchi Gori ile de 2 ay içinde bir kriz yaşamış, çıkan olaylar sonrası Gori ve Floransa halkı birbirine girmiş, sonuçta da Cecchi Gori şehri terk etmişti!

İşte kriz konusunda Fatih Terim’in hünerlerini bilmeyenler bu konferansa katılmak için iyileştirilmiş kur ile kişi başı 833 Amerikan Dolar'ını ödemişlerdi. Terim’e de bu tarihi konferansta (!) verdiği kriz yönetimi dersinden ötürü 50.000 Dolar ödenmişti. “Biz ateşin tadını yanarak öğrendik” sözü konferanstan işadamlarına en büyük ders olarak çıkmıştı! Ama sözü söyleyenin hiçbir ders çıkarmadığı şimdi gelinen noktada aşikâr.

... TÖRLER (I)
Türkiye’nin Avrupa topluluğuna katılması için Başbakan ve Bakanlar'ın ülke ülke dolaşarak imajımızı iyileştirmeye çalıştığı bir ortamda çıkartılan tablo tam bir rezalettir. Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, İtalya, İspanya hatta Malta’da bile gazeteler Fatih Terim’in çirkin ifadeli fotoğraflarını yayınlamış ve yorumlar yapmı şlardır. Ve bu fotoğrafların kahramanı bu sefer bir kulüp takımının Tehdit Direktörü değil Milli Takımının baş sorumlusudur (!)

Fransa'nın en çok satan spor gazetesi L'Equipe, “Kaybettiği zaman her zamankinden daha provokatör olan’’ ibaresi ile Fatih Terim’in futbolcuları nı nasıl koşullandırdığını yazmaktadır.

..TÖRLER (2)
Patronları olan Fatih Terim’i aklamaya çalışanların, olaylardan iki gün sonra Terim’in soyunma odasında yaptığı konuşmaları (!) gösteren kasetleri dağıtmaları da içinde bulundukları acizliğin göstergesidir. Bir teknik adam için maç öncesi futbolcuları ile aralarındaki konuşmaların bir mahremiyeti ve ciddiyeti vardır. Orası Yeşilçam değildir. Federasyonun dağıttığı görüntülerinin kenarındaki www.prosentez.com ibaresi, bir reklâm filmi için çekildiğini açıkça gösterse de Terim’in insanları kandırmaya çalışmaktan başka bir durum değildir. Bu savunma Terim’in kendi isteği ile olmuşsa durum daha da vahimdir.

Çünkü orada olanlar, herkese “koş”, Müfit Erkasap'a “dur” denmesidir. Çünkü orada olanlar, Vogel’e infaz işaretidir.Çünkü orada olanlar, hakem kapısının tekmelenerek kırılmasıdır. Diğer olanlar ise henüz gösterilmeyen görüntülerdedir. Ama asıl gerçek, neredeyse ülke yönetimini eline geçirmiş olan Terim’in acilen değerlendirilmesi, şayet aldığı 110 Milyar aylığa karşı ayıplı hizmeti var ise Türk Sporu'nun saygınlığı ve geleceği için FİFA’dan önce Türkiye’deki yetkililerce cezasının verilmesi gerektiğidir.