Zavallı AKP, yine mazlum! Yüzde 47 ile gelmiş bir iktidarın önüne, “jakoben” ve “anti-demokratik güçler gerilim yaratarak” , demokrasiyi yok ediyorlar...

Zavallı AKP, yine mazlum! Yüzde 47 ile gelmiş bir iktidarın önüne, “jakoben” ve “anti-demokratik güçler gerilim yaratarak” , demokrasiyi yok ediyorlar! Ekonomisi şahlanmış Türkiye’nin önüne set çekiliyor!
Biraz ayıp olmuyor mu? Altı senedir iktidar olmuş AKP, Türkiye’nin en önemli demokrasi ayıplarından biri olan 301’i, bir kenara itip türbanlı kızların üniversitelere girebilmesi için, jet hızında anayasaya değişikliği yapmadı mı?

‘Taraf tutuyor’, diye şikâyetçi oldukları yargı, suçu sabitlenmiş ve cezası kesilmiş kitapçı bombacıları, sivil mahkemelerden alınıp askeri mahkemeye devredilip sonra da tutuklular salıverilince neredeydiler? Aynı yargının başka mahkemeleri, yıllardır maktul gey olunca ceza indirimi yapıyor, neden gıkları çıkmıyor? Vs. vs.
‘Anayasa mahkemesi taraflı karar verir’, demeye getiriyorlar. Demokrasilerde böyle şeyler olmazmış. Avrupa da, bu antidemokratik uygulamaya karşıymış. Bir devlet memuru olan İstanbul Valisi, Lambda aleyhine kapatma davası açabiliyor… Hangi Avrupa demokrasisinde, tüzüğünde “gey ve lezbiyen” kelimeleri geçiyor; bu nedenle ‘ahlaka aykırıdır’, diye bir organizasyon için, hem de devletin bir memuru tarafından kapama davası açılıyor?

Türkiye’nin ekonomisi güçlüymüş. Kim yiyor bunun kaymağını? Daha geçen gün, gençler arasında işsizlikte dünya 10.su olduğumuz açıklanmadı mı? IMF ve patronların tavsiyesi ile “Sosyal Güvensizlik” tasarısı, AKP hükümeti tarafından gündemde değil mi? Hangi demokraside, milli gelirin sadece yüzde biri sosyal güvenlik harcamalarına ayrılıyor?
AKP her kesimden, sadece kendisine yapılan demokrasi ayıbına karşı destek istiyor. Tarafsız(!) Cumhurbaşkanı, devreye girdi. Daha üç beş ay önce bu Cumhurbaşkanı, “karısının başı örtülü” diye, seçilmedi mi? ‘Herkesi kucaklarım’ diye başlayıp Çankaya’yı, halka açtığını ilan edip en büyük demokrat Suudi Arabistan Kralı ve Darfur Kasabını kucaklamadı mı? Kendisinin elini sıkmaya gelen akın akın insan arasında, bir tane bile eşcinsel var mıydı? Her türlü adı sanı belirsiz örgüt, Çankaya’nın kapısına dizilirken KAOS, Lambda veya Morel gibi örgütlerden herhangi birisine bir davetiye gönderilmiş miydi? Hangi demokraside böyle ayrımcılık var?

Ama her şeye rağmen, AKP’nin morali yerinde. AKP, kadın ve gençlik kollarından demokrasi savaşı için büyük destek alıyor! ADAD (Aydın Doğanın Aydın Dilleri) ve ikinci Cumhuriyet’çiler ise, içlerindeki birkaç çatlak sese rağmen görevlerini yapıyorlar: Müslüman basının alternatifi olarak, her gün bir sürü kanalda AKP sözcülüğü yapıyorlar. Doğan Holding, Hilton arazisine istediğini yapma iznini AKP Büyük Şehir Belediyesi’nden nihayet alınca, çıtları çıkmayan bu demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları havarileri, Allahın her günü onlarca kanalda demokrasinin nasıl kurtarılacağını bizlere anlatıyorlar. Hiç düşündünüz mü, neden televizyonda bu konularda Ömer Madra, Murat Çelikkan, Turgut Tarhanlı veya herhangi bir BirGün yazarını ve diğer bir sürü bu ülkenin bu işlerden anlayan entelektüelini hiç görmezken, her gün onlarca programda Hasan Celal Güzel ve Nuray Mert’ten hukuk, demokrasi ve vatan nasıl kurtulur dersleri alıyoruz?

İki yazı öncesinde, korktuğumu yazdığım şeyi de başardılar: Emek Platformu’nu böldüler. Abidik kubidik sendika liderlerini, kendi saflarına çekerek “Sosyal Güvensizlik” yasasını, IMF’yi ve patronları tatmin edecek şekilde geçirmeyi planlıyorlar. Kısa vadede bu mücadeleyi kaybedebiliriz ama umudum odur ki uzun vadede bu haklı olan ve çalışanın ve bu ülkenin yararına duruş sergileyen beş sendika ve meslek kuruluşu güçlenecektir. Çalışanları birçok sefer kandırabilir ve gözlerini boyayabilirsiniz ama her sefer değil.
Bu günlerde boğazımıza kadar içinde olduğumuz demokrasi, hukuk devleti, rejim ve insan hakları tartışmalarında, pratikte dile getirmemiz gerektiğine inandığım iki şey var:

1) Eğer AKP, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, Avrupa normları, toplumda tansiyonu düşürmek konularında samimi ise, derhal türban yasasını çıkardığı hızda, toplumun Kürtlerden eşcinsellere kadar hiçbir kesimini dışarıda bırakmayan, kapsamlı bir anayasa paketini Meclis’e sunmalı.
Böyle bir teklif yüzde 47’nin çok üstünde bir destek alacağı gibi, AKP’nin samimiyetinin de kanıtı olacaktır. Sadece kapanmasını önleyecek bir anayasa değişikliği ise, her aklıselim insanın gözünde TC Anayasası’nın, AKP anayasasına dönüştürmenin ikinci adımı olarak görülecek. Ancak böyle bir teklif, AKP’nin kapanmasına lakayt olan çoğunluğu, hükümetin arkasına çekebilir.
2) Yine bu dört konuda, yani demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve toplumda tansiyonu düşürme konularında hassas olan herkesin, Emek Platformu’nun dört üyesinin sürdürdüğü mücadelenin destekçisi olması gerekir. Çünkü bu laf kalabalığında, toplumun yararına yükselecek en doğru ses onlardan geliyor.
Salı günü sokaklara, çalışanları desteklemeye….