Issız Adam önemli ve çoğunlukla çok başarılı bir film. Irmak, çağın insanını anlamada ve anlatmada çok başarılı. Mahkûm etmeden ve empati kurarak ama yine de acımasızca...

Issız Adam önemli ve çoğunlukla çok başarılı bir film. Irmak, çağın insanını anlamada ve anlatmada çok başarılı. Mahkûm etmeden ve empati kurarak ama yine de acımasızca...

 

 

“No man is an island, entire of itself...”

John Donne

 

Yukarıdaki İngilizce alıntının meali “Hiç kimse bir ada değildir, kendisinden müteşekkil…” gibi bir şey. “Is”in anlamı ‘sahip’, ‘ıssız’ın ise malum ‘içinde kimse bulunmayan yer’. Çağan Irmak’ın son filmi ‘Issız Adam’ın erkek kahramanı Alper’in (manası ‘yiğit erkek’) en özen gösterdiği şey kimsenin onun üzerinde hak iddia etmemesi, sahip çıkmaması. Tabii, kendisinin başkalarına sahip olmasıyla bir sorunu yok Alper’in. Ama onları içinde geçici sürelerle barındırıyor, bu süre hak iddia edemeyecekleri kadar kısa.

Alper Tarsus kökenli, İstanbul’da yaşayan genç ve başarılı bir işadamı, aynı zamanda da aşçı. Ailesini ikna ederek açtığı restoranı hem işletiyor hem de mekânın şefliğini yapıyor. (12 Eylül sonrasında keşfettiğimiz şeylerden biri oldu ağız tadı. Fena olmadı elbette, ama yitirdiğimiz sosyalliğimizin, toplumsal ideallerimizin yerini doldurabilir miydi?) Alper günümüzün ideal erkeği: kendi işi var; bir gurme o, yemekten de kadından da anlıyor, hatta erkekten de anlıyor. Bir haz uzmanı Alper. Altta olmamak kaydıyla her türlü cinsel ilişkiye de açık. Cinsellikte sadist bir yanı da var Alper’in. Kadınlara sert davranmayı seviyor. İktidarını kayıtsız şartsız kabul etmelerini istiyor kadınlardan. Alper için erkekliği bu şekilde tekrar ve tekrar kanıtlanılması gereken bir şey. Egemen ideolojideki erkek tanımına tam uyuyor Alper: S.ken, sahip olan ve asla sahip olunmayan biri o. Yiğit erkek: Alper!

 

HEM KURBAN HEM FAİL

Alper birgün Ada’ya rastlıyor ve hiç kimsenin bir ada olamayacağını anlıyor ama Irmak ucuz çözümlere (temelde) inanmıyor haklı olarak. Ada, bir ara dizilerde filan çalışıp, sıtkı sıyrılmış hoş bir genç kadın. Tatsız aşk hikâyelerinden, akşam başka yatıp sabah başka kalkan erkeklerden yeterince nasibini almış. Ama ne kadar temkinli olursa olsun Ada’nın, ıssız kalmak gibi bir niyeti yok. Kendini Alper’e teslim ediyor nihayetinde ve ona (düzmek yerine) sevişmeyi bile öğretiyor (bana biraz kolay geldi bu öğrenme süreci).

Film üzerine düşündükçe ‘Issız Adam’ın karakterlerinin ne kadar çok ‘İklimler’in karakterleriyle akraba olduklarını düşünüyorum. İklimler’in erkeği İsa da seksi sert seven, asla kimseyle birlikte olamayan ve ne kadar hayvan olduğunu da iyi bilen biriydi. Alper de öyle. Kadın kahramanların ikisi de sinema dünyasıyla ilişkililer ve ‘aşk’ın peşindeler. Ve aynı şey ikisinin de başına geliyor. İklimler’le Issız Adam çok farklı filmler ama benzer bir tipoloji iki filmde de var.

Çağımızın kahramanı (Alp’in bir anlamı da bu yani ‘kahraman’) işte bu (Lermontov’un ‘Çağımızın Kahramanı’ da benzer bir tipti)! Babam ve Oğlum’daki küçük oğlan 12 Eylül sonrasının kültüründe büyüyünce büyük bir ihtimalle Alper gibi biri olacak. Taşradaki dedesine bir iki arsa sattırıp, İstanbul’da iş kuracak. Alper hem kurban, hem fail, hem çok acı çekiyor hem de çok acı çektiriyor.

 

FİNALDEKİ DUYGUSALLIK DOZU FAZLA

Peki ya kadınlar? Onlar toplumsal koşullar ne olursa olsun, hep aynı şeyin yani aşkın peşinde koşan masum ve sevimli yaratıklar mı? Onların sorumluluk alanı bundan mı ibaret? Erkekler değişirken kadınlar değişmiyor mu? Bu sorular üzerine de düşünmeli.

Issız Adam önemli ve çoğunlukla çok başarılı bir film. Cemal Hünel’in oyunculuğu aksıyor, bu önemli bir sorun. Finaldeki duygusallık dozu bana fazla geliyor. Alper’in annesinin (Yıldız Kültür) sonuçta onlarca yıldır bir Amerikan kolejine sahip olan Tarsus’tan geldiğini düşününce cehaletini anlamak güçleşiyor.

Ama bunlar filmin önemini çok etkilemiyor. Hangi filmde erken boşalmaya tanık olduk? Hangi filmde ‘swinging’ İstanbul’la karşılaştık? Irmak çağın insanını anlamada ve anlatmada çok başarılı. Bu insanın hangi travmalardan geçtiğini ‘Babam ve Oğlum’da anlatmıştı. Şimdi travma sonrasında ne tip bir insana dönüştüğünü de anlatıyor. Mahkûm etmeden ve empati kurarak ama yine de acımasızca.

 

Issız Adam

Yönetmen: Çağan Irmak Oyuncular: Melis Birkan, Cemal Hünal, Yıldız Kültür, Goncagül Sunar, Gözde Kansu Türü: Dram Romantik Yapım Yılı: 113 dk.

 

***

Emperyalizmin ajanı emperyaliste karşı

Son James Bond filmi karmaşık bir öykü anlatıyor. Bir önceki Bond filmi ‘Casino Royale’de sevgilisini yitiren Bond, onu öldüren çetenin peşine düşüyor. Bu çetenin başında Fransız (hâlâ ve yine kötü adamlar Fransız) bir işadamı var. Çevreci faaliyetleri paravan olarak kullanan bu adamın asıl derdi Bolivya’nın kıt su kaynaklarına el koymak. Bu arada Bond’un derdini kişisel intikam olarak gören İngiliz İstihbarat’ı da huzursuzlanıyor.

Filmin senaryosunun arkasında az buçuk solculuğa bulaşmış Paul Haggis’in adının bulunması Bolivya ve su meselesi, çok uluslu şirketler ve üçüncü dünyadaki asgari ücretler, çevreciliğin aslında paravan bir kavrama dönüşmüş olması gibi konuların filme sızmasını sağlamış. Bolivya’daki su meselesi mühim bir mesele. Dünya Bankası ve IMF’in bastırmasıyla Bolivya suyu özelleştirmiş, akabinde su fiyatları aşırı artınca halk ayaklanmış ve nihayetinde bugünkü solcu hükümete ve Morales’in başa geçmesine kadar iş uzamıştı. Bu hayırlı son bizde de olur mu bilemeyiz ama AKP programında ırmakların özelleştirilmesi olduğunu hatırlatayım. Mesela Seyhan Sabancı’nın ırmağı olacak, ne güzel değil mi?

 

FİLM TEK BAŞINA AYAKTA DURAMIYOR

Bu tip hoşluklar bir yana Bond filmi benim için son derece sıkıcı bir deneyimdi. Acımasızca adam öldüren bu İngiliz ajanı, sonuçta iyi adam değil mi? Kendisi de emperyalizmin hizmetinde değil mi? Kötü Fransız işadamıyla farkı ne? Bu kavga ve gürültüyü seyretmekten ben zerre zevk almadım. Konunun takibi oldukça zor; hele ‘Casino Raoyal’i seyretmediyseniz hiç yeltenmeyin. Çünkü bu tam bir devam filmi yani ‘Quantum of Solace’ tek başına ayakta durmuyor. İlk bölümü görmüş olmak şart. Ama ‘Casino Royale’i görmüş ve sevmişseniz ben size engel olmayayım.

 

Quantum of Solace

 Yönetmen: Marc Forster, Robert Wade Oyuncular: Daniel Craig, Olga Kurylenko, Mathieu Amalric Türü: Aksiyon, Dram Yapım Yılı: 2008 Süre: 106 dk.