Müjdeyi Sn. Baykal verdi. Önce MHP

Müjdeyi Sn. Baykal verdi. Önce MHP Büyük Kurultayı'nda konuşan Devlet Bah-çeli'yi övdü, sonra da CHP grup toplantısında siyasette yeni dinamiklerin şekillenmeye başladığını açıkladı. Bu yeni dinamikler, "ulusal duyarlılıklar" (Sn. Bahçeli'nin deyişiyle de "milli hassasiyetler") temelinde yükseliyor ve "Türkiye bunu ulusal duyarlılıkların daha çok önem, değer, güç kazandığı bir dönem olarak şekillendirecektir". İşte, yıllardır AKP iktidarı altında bunalan bizlerin sevinmesi gereken nokta da bu "şekillenme". Çünkü, Sn. Bay-kal'ın da belirttiği gibi, "Artık Türkiye'nin AKP'ye teslim olmayacağı, Türkiye'nin geleceğinin ipotek altına alınamayacağı yavaş yavaş herkesin bilincine yansımaya başlamıştı".

Bu yansımanın en somut ifadesi MHP'de görülmüş olsa gerek ki, Bahçeli'ye flörtöz mesajlar gönderilmeye başlandı. CHP'de uç veren MHP aşkının karşılıksız olmadığını dünkü Mil-Uyet'm manşetinden okuduk. Adını açıklamayan bir MHP yetkilisi, "Ülke bir MHP-CHP koalisyonuna doğru gidiyor. AKP'nin milli hassasiyetten uzak yapısına karşı, böyle güçlü bir alternatif şekilleniyor" dedi.

Adını açıklayan MHP'liler de farklı konuşmuyor. Meral Akşener, "Eski gerginlikler yok. AKP'nin tahrip ettiği milli değerler konusunda CHP ile ortak paydalarımız çoğalıyor" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır'ın söyledikleri de aynı: "AKP'nin milli yapıyı tahrip eden siyaseti karşısında, çıkışlarımız farklı olsa da, CHP gibi partilerle, itiraz etmede aynı noktada buluşmaya başladık. Ortak paydalarımız çoğaldı."

Adını açıklamayan MHP yetkilisinin söyledikleri, hem siyaseten hem de sosyolojik olarak önemli. Siyaseten önemi açık; son derece net bir siyasi formülasyondan söz edip önümüzdeki iktidarın adını koyuyor: "Ülke bir CHP-MHP koalisyonuna doğru gidiyor". Sosyolojik önemi ise "AKP'nin milli hassasiyetten uzak yapısına karşı böyle güçlü bir alternatif şekilleniyor" cümlesinde gizli.

Hani, yıllardır AKP'ye karşı bir "alternatif" olmadığından yakınıp duruyoruz ya. Bu altematif-sizlik gerçekten ciddi bir sorun. Hem seçmenler iktidar olamayacak partiye kolay kolay oy vermiyorlar, hem de iktidar olamayacak partilerin kadroları "damarlarındaki asil kanda" kendilerini iktidara taşıyabilecek bir çalışma azmini bulamıyorlar bir türlü. İktidarın göz kırptığı partilerin kadroları ise "mal havliyle" çalışıyorlar ki, maşallah bu "mal havli" can havlinden daha iyi kamçılıyor kadroların çalışma azmini.

Aslında, seçim yaklaştıkça Sn. Baykal da bu yumuşak karına çalışmayı hızlandırdı. Bu yüzden, o da 'alternatife vurgu yapıyor: "(AKP'nin) Alternatifi yok, deniyordu. Bunların boş laflar olduğu ortaya çıkıyor." Boşuna değil, "alternatifin böyle kıymetlenmesi şimdi.

Seçmenler bir partinin "iktidar olma ihti-mali"ne tutkun oluyorlar en çok. Yürekleri başka şeyler söylese de, son anda, o yüreğe taş basarak, gerekirse, götürüp oylarını iktidara yakın duran partiye atıyorlar. Şimdilerde barajın altında görünen MHP'nin, CHP'den gelen bu flörtöz mesajlarla "iktidar alternatifi" görünümü kazanması, MHP'nin barajın üstüne atlamasına yardımcı olacaktır.

Soldan gelen ittifak mesajlarına dönüp bakmaya bile tenezzül etmeyen CHP'nin, geçmişte MHP ile koalisyon deneyimi bulunan DSP'nin "Yola gel, sola gel" çağrılarına da itibar etmemesinin kendince nedenleri olsa gerek.

Evet, müjdesi verilen, bizi AKP'den kurtaracak olan bu: CHP-MHP koalisyonu. Öyle bir iktidarda daha çok 301 davaları mı açılır; "milli hassasiyetlerle" daha çok linç girişimleri mi yaşanır; "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan Fransa'ya "Düşüncelerinize katılmıyorum ama onları savunmanız için gerekirse canımı bile veririm" diyen Voltaire'i anımsatan üniversiteler, düşüncesini beğenmedikleri daha çok profesörün ders vermesini mi yasaklar; yoksa taşra üniversitelerinde solcu öğrencilere hayatı zehir edenler, "artık solcularla koalisyon ortağıyız, solcu öğrencileri dövmeyi bırakalım" mı derler.... Eeee, müjdeyi verenler verdi, bunları da biz düşünelim artık!