Bundan iki yıl önce, bir eve ateş düştü. Daha önce, pek çok eve düştüğü gibi... Bir anne, bir baba umutlarını, emeklerini, sevgilerini...

Bundan iki yıl önce, bir eve ateş düştü. Daha önce, pek çok eve düştüğü gibi... Bir anne, bir baba umutlarını, emeklerini, sevgilerini, yirmi yıl boyunca öpüp kokladıkları oğullarıyla beraber toprağa bıraktı. Sonra, o topraktan yeni bir hayat yeşersin, dallanıp budaklansın, başka çocuklar ölmesin diye zorlu bir hukuk mücadelesine giriştiler. Günler ayları, aylar yılları kovaladı. Bir kenarda, sessizce yas tutmak yerine, ellerinde dosyalar, mahkeme mahkeme gezdiler. Bir daha yaşanmasın; oğulları gibi, kimse bu ülkenin ‘seken kurşunlarının’ hedefi olmasın; hak yerini bulsun, adalet sağlansın, vicdanlar kaynağı kuruyan dereler gibi çölleşmesin diye, mücadele ettiler.
Sonuç: Terazinin bir tarafında duran 20 yıl, diğer tarafına konan 2 yıl 1 ayla ‘dengelendi’. Göz bandı aralanmış adalet tanrıçası Themis, bu ülkede yaşayan her insanı, yeni korkulara gebe bıraktı. İşte o acılı baba, şimdi de bunun için yollarda... İçimize salınan korkuların silinip süpürülmesi ve bir daha da yerleşecek yer bulamamaları için...
•••
İzmir’in Bayraklı ilçesinde, 25 Kasım 2007 tarihinde, polisin ‘dur’ ihtarına uymadığı için takibe aldığı 20 yaşındaki Baran Tursun yönetimindeki araç, ağaçlara ve elektrik direğine çarparak durmuş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaldırılan Baran, başına aldığı anlaşılan kurşun nedeniyle hayatını kaybetmişti. Kovalamaca sırasında uyarı ateşi açtığı iddiasıyla tutuklanan polis memuru Oral Emre Atar, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, olaya müdahale eden 10 polis hakkında da ‘delilleri gizledikleri’ iddiasıyla dava açılmıştı. Cumhuriyet savcısı, ‘kasıtla adam öldürme’ suçundan hakkında dava açılan polis Atar’ın ‘kanunun emrini yerine getirirken görev sınırını kasıtsız aşarak öldürme suçundan 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını, diğer polis memurlarının ise beraatini istemişti.
•••
Ve mahkeme kararını verdi. Önce, elindeki silah kurulu haldeyken yere düştüğünü ve silahının böylece ateş alarak Baran Tursun’a isabet etmiş olabileceğini söyleyen sanık polis memuru Oral Emre Atar; sonra ifadesini, Tursun’u durdurmak amacıyla, kullandığı aracın lastiklerine doğru ateş ettiği ve asfalt zemine çarpan merminin Baran’a değmiş olabileceği yönünde değiştirdi. Atar, bu çelişkili ifedeleriyle, taksirle adam öldürmek suçundan 2 yıl 1 ay ceza aldı. Delil gizledikleri iddiasıyla hakkında dava açılan 10 polis de beraat etti.
Baran’ın babası Mehmet Tursun, İstanbul ve Adnan Menderes Üniversiteleri’nin polis memurunun ifedelerini yalanlayan adli tıp raporlarının mahkeme tarafından kabul edilmemesine isyan ediyor. Bu raporlar, Baran’ı öldüren kurşunun sekerek değil, direkt atışla başına isabet ettiğini söylüyor.
•••
Mehmet Tursun şimdi herkese, yeni bir mücadeleye başladığını duyuruyor. Kendisiyle aynı kaderi paylaşan ailelerin eşliğinde, il il dolaşarak yaşadıklarını anlatmaya hazırlanıyor. Aynı acılar tekrar yaşanmasın diye... ‘Rasgele sıkılan kurşunlar’ hep hedefi vurmasın diye...
“Davalı devlet olduğunda, adaletin terazisi de devletten yana dönüyor” diyen Mehmet Tursun, Baran’ın yaşam hakkını ihlal eden polise verilen sembolik cezayı mahkûm etmezsek, bundan sonra yaşam hakkı ihlallerinde bulunacakların ellerini kollarını bağlayabilmemizin mümkün olmayacağı konusunda uyarıyor hepimizi.
‘Yerden seken kurşunlar’ bizim de yaşam hakkımızı gasp etmesin diye… “Bir oğlum vardı, 20 yaşındaydı. Adalet olarak benim payıma da  bu düştü” diyen baba Tursun gibi, bizim payımızda ne olduğunu merak edip durmayalım diye…