Yıllardır yapılan ve binlerce işsiz öğretmenin dört gözle beklediği Şubat ataması bu yıl yapılmıyor. Çünkü MEB

Yıllardır yapılan ve binlerce işsiz öğretmenin dört gözle beklediği Şubat ataması bu yıl yapılmıyor.
Çünkü MEB artık sadece eğitim dönemi başında atama yapmaya karar vermiş!
Bu kararın duyurusunu yapmak için ise Aralık ayını beklemişler.
Bir başka ülkede olsa yer yerinden oynar, yüzlerce kişi mahkemelere giderdi.
Bizde sadece yazılı bir açıklamayla geçiştiriliyor olanlar.
Bakan Çubukçu Şubat’ta atama yapılmayacağının duyurusunu bundan sadece 3 hafta önce yaptı.
Ve binlerce öğretmenin bu yılki son atanma umudunu da söndürdü.
Üstelik bu çift taraflı bir adaletsizlik.
Çünkü bu karar 2008 KPSS puanlarıyla atanmayı uman yüz binlerce öğretmen adayını yeniden KPSS’ye girmeye de mecbur ediyor.
Peki, şimdi ne oluyor?
Öğretmenler şubat atamasının yapılması için imza topluyor.
Şimdiye kadar toplanan onbinin üzerinde imza ses getirmedi.
Bu yüzden onbinler, yüzbin olmaya çalışıyor.
Çok yakında olacaklar da…
Çünkü sokaklar işsiz, umutsuz öğretmen adayıyla dolu.
Bakanlık Maliye ile tek atama için anlaşıldığını, 2009 içinde atama ve görevlendirmelerin tamamlandığını ve bundan sonra sadece 2010 Ağustos’unda  atama yapılacağını söylüyor.
Bunun karşılığında öğretmen adayları ise ‘Tek atama yapılmasını değil, Şubat atamasının iptalinin sadece birkaç gün önce duyurulmasını’ eleştirdikleri söylüyor ve ekliyorlar.
‘Atamaların çok büyük bir bölümü okul öncesi öğretmenlerden oluşuyor. Bu nedenle normal branşlardan yapılan atama sayısı çok az. Bu nedenle yıllardır yapılan Şubat atamasının yine yapılması gerekir.’
Yaşanan karmaşa biraz içeriden baktığımızda görünen tablo şöyle:
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir master planı yok.
Şimdiye kadarda da hiç olmamış.
Örneğin 2 yıl sonra bu ülkede kaç öğrenci okullara kayıt olacak, kaç öğretmen adayı mezun olacak, kaç öğretmen emekli olacak, kaç öğretmene, kaç sınıfa ihtiyacı olacak bunu bilmiyor Bakanlık.
Zaten yıllardır eğitim yılı başladıktan sonra Ekim’de, Kasım’da, Şubat’ta atama yapılması işte bu plansızlık yüzünden.
Öte yandan aylardır İmam Hatip Liseleri ‘sorununu’ çözmeye kendisini adamış olan YÖK de bunu pek düşünmemiş.
Son yıllarda eğitime başlayan bir sürü yeni üniversiteye hatta ve hatta vakıf üniversitelerine Eğitim Fakültesi açma onayını verirken ‘Acaba bu ülke bu kadar öğretmeni ne yapar?’ diye soran olmamış YÖK.
Böylece ülkenin her tarafında Eğitim Fakülteleri açılıp, yüzbinlerce istihdam edilemeyecek öğretmen yetiştirilmiş. Ama dedik ya onlar İmam Hatip ‘sorununu’ çözmekle meşguller.
Planı oluşturacak rakamları biz verelim:
Ülkemizin devlet üniversitelerindeki 60’a yakın Eğitim Fakültesinde 200 Bin’in üzerinde öğrenci eğitim görüyor.
Her yıl yaklaşık 40 bin öğrenci mezun oluyor bu okullardan.
2009 yılında 244 bin 269 öğretmen adayı girdi KPSS sınavına.
Oysa Bakanlık yılda ortalama 30-35 bin görevlendirme yapıyor.
Genellikle bu görevlendirmelerin 10-15 bin kadarı kadrolu.
Geri kalanı ise sözleşmeli görevlendirme.
Yani her yıl atama alanın çok üzerinde yeni mezun öğretmenler işsiz öğretmenler kuyruğuna ekleniyor.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya sorsanız ülkenin sadece 76 bin 721 öğretmenlik bir açığı var.
Bakan sınıflara 60-70 öğrenci yerleştiriyor olmalı…
Oysa sınıflarda uluslararası standartlara uygun sayıda 15-20 öğrenci yerleştirdiğinizde öğretmen ihtiyacımız 300 bin öğretmenin bile üzerinde…
Yani bu hızla atama yaparak gidersek 20 yıl içinde ülkenin tüm öğretmen ihtiyacını karşılayabileceğiz.
Ne mutlu bize!
Yine de Milli Eğitim’in ve YÖK’ün fazla eleştirmeye gerek yok.
İmam Hatip işini çözdüler ya…
Eğitimin tüm sorunlarını çözmüşler demektir.