ABD sonunda Irak’tan çekilme yolunda ilk adımını attı. 2003’de işgalle başlayan ve Irak’ın önümüzdeki on yıllarını etkileyecek “yıkım harekâtında” başka bir noktaya gelindi. Anlaşma gereğince...

ABD sonunda Irak’tan çekilme yolunda ilk adımını attı. 2003’de işgalle başlayan ve Irak’ın önümüzdeki on yıllarını etkileyecek “yıkım harekâtında” başka bir noktaya gelindi. Anlaşma gereğince ABD 2011 sonunda Irak’tan çekilirken arkasında her anlamda bir enkaz bırakacağı konusunda kuşku yok.

2003’de Irak işgal edilirken amaç ülkenin özgürleşmesi ve demokratikleşmesiydi. 6 yıl sonra Irak’ın nasıl “özgürleştiğini” bütün dünya izliyor. Birbirine diş bileyen mezhepler,  büyük bir insani ve kültürel yıkım, soyut ve somut olarak bir tarihin tahrip edilmesi. Ölü, yaralı sayısını söylemeye gerek bile yok.

 

IRAKLILAR ENKAZI NASIL KALDIRACAK

ABD’nin çekilme kararı Obama yönetiminin attığı ilk olumlu adım sayılabilir. Ama bundan sonra ne olacağı belirsiz. Bundan sonrasına Arap, Kürt, Türkmenler, Şii, Sünni, Hıristiyan ve Asuriler karar verecek. Ya birlikte yaşayacak ya da birbirlerini yok ederek var olmaya çalışacaklar. Ama ABD çekilirken Irak halkına bir enkaz bırakmakla birlikte bu enkazı şu anki yapısıyla Irak’ın iç dinamiklerini kaldırması güç gibi görünüyor. Çünkü 2003’den bu yana Şii, Sünni ve Kürtler arasında derin çatlaklar oluştuğu biliniyor. Ancak, Sünnilerin bir kısmı Şiilerin Sadr kanadı haricinde bütün gruplar çekilme anlaşmasına sıcak bakıyor ve destekliyor.

 

ÖNEMLİ ANLAŞMANIN UYGULANMASI

Anlaşma, Irak’taki 144 bin amerikan askeri için "çekilme takvimi" belirliyor. Amerikan askerleri 30 haziran 2009"a kadar kışlalarına çekilecek, işgal ise 31 aralık 2011"de, askerlerin tümüyle çekilmesiyle son bulacak. Anlaşma gereğince Irak toprakları komşu ülkelere yönelik saldırılar için kullanılamayacak. Irak hava sahası da 1 ocak 2009 tarihine kadar Iraklıların denetimine geçecek. Amerikan askerleri, Irak yargısından izin almadan evlere baskın düzenleyemeyecek. Kanunları ihlal eden Amerikalı askerler ırak mahkemelerinde yargılanacak.

Anlaşma genel hatlarıyla olumlu ve Irak lehine gibi görünmekle birlikte nelerin yaşanacağı uygulamada ortaya çıkacak. Özellikle ABD askerlerinin operasyon izinleri, Irak yasaları karşısındaki yükümlülüklerinin nasıl uygulanacağı belli değil.  Ve sorun da burada çıkacak.

 

ÇEKİÇ GÜÇ, İŞGAL, FİİLİ DURUM

Çekilme anlaşması dolayı olarak Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Çünkü 1 ocak 2009"dan itibaren yani yaklaşık 1.5 ay sonra, Irak hava sahasının denetimi ABD’den merkezi Irak yönetimine geçiyor.  Türkiye, 5 Kasım 2007"de Washington yönetimiyle varılan mutabakat uyarınca Irak"ın kuzeyindeki hava sahasını sınır ötesi operasyonlar ve istihbarat çalışmaları için kullanabiliyordu. Bu anlaşma ile ABD mutabakatı geçersiz olacak. Irak hükümeti mevcut anlaşmayı kabul etmemesi durumunda, Ankara yeni bir anlaşma için Bağdat"la anlaşmak zorunda. Ayrıca Bölgesel Kürt yönetimi de burada inisiyatif kullanabilecek. Yani Türkiye’nin işi artık kolay değil.

Yani 1991’den bu yana süren bölgede süren düzensizlik ve otorite boşluğu nedeniyle Irak’a hava ve kara operasyonları düzenleyen Türkiye’nin bu kez kolay hareket edememe ihtimali yüksek.  Çünkü 1991’den bu yana Türkiye’nin eli çok rahattı.  Özellikle 36 paralelin Çekiç Güç tarafından kontrol edilmesi, bölgenin Saddam Hüseyin yönetiminin inisiyatifinden çıkmasından sonra bölgede fiili durum yaratılarak operasyonlar yapılıyordu. Bu durum işgal sonrası ABD ile anlaşarak sürdü. Ama şimdi kontrol Iraklı hükümetinin eline geçiyor. Kürtler ise hem Cumhurbaşkanlığı makamında hem de hükümette  güçlüler. Ve operasyonların Kürt bölgesindeki PKK mevzilerine yapılıyor olması da Türkiye’nin Kürt yönetimiyle ilişkilerini yakınlaştırmasına bağlı.  Yani Türkiye’nin eskiden olduğu gibi eli rahat değil. Daha doğrusu uluslar arası hukuk açısından bir normalleşme söz konusu. Ama yine aynı hukuk çerçevesinde Bağdat yönetim Türkiye’ye izin verip vermeme konusunda tereddüt geçirdiğinde sınırlarını korumakla yükümlü olduğu da anlatılacak. Yani PKK kampları ve sınırdan sızmalar gündeme getirilecek. Kısaca Bağdat hükümeti ve Erbil yönetiminin sınırları korumak için yeni çaba harcaması gerekiyor.

 

TÜRKİYE ÜZÜLÜYOR MU?

Ancak Türkiye’nin artık Bağdat ve Erbil’e yönelik çok sert politikalar izleyemeyeceğini ve  Bağdat ile Erbil’le daha sıcak ilişkiler kuracağını hatırlatmamız gerekiyor. Ancak Türkiye ABD’ye  karşı tartışmalı üs “İncirlik” kartını kullanacaktır. Çünkü ABD çekilme aşamasında büyük ihtimalle Türkiye topraklarını kullanacak İncirlik üssü ile İskenderun limanın isteyecektir.

ABD’nin Irak’ı yakıp yıkarak da olsa geri çekilmesi 2003’den beri karşı çıktığımız işgalin de fiili anlamda sonu olacak ve bir dönem sona erecek. En azından öyle olmasını umuyoruz. Tuhaf olan ise Ankara’nın böylesi önemli bir olayda sadece kendi açısından, medyanın kendi küçük penceresinden bakarak sanki ABD’nin çekilme kararına üzülmüş gibi görünmeleri. Sanki “çekilme olmasa da rahatça orayı burayı bombalayabilsek” derdinde gibiyiz. Ne dersiniz?