Eşgüdümünü TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi

Eşgüdümünü TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu’nun yapmakta olduğu Ulusal İnovasyon Girişimi (UİG), bir basın toplantısıyla tanıtıldı. İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısında UİG Eşbaşkanı ve Eczacıbaşı Topluluğu Genel Koordinatörü Dr. Erdal Karamercan, kamuoyunun “yenilik bilincini” kazanması nın önemli olduğuna değinerek şu görüşü aktardı: “Ancak bu yenilik bilincine sahip bir kamuoyu varsa ve kamu yönetimi üzerinde demokratik bir baskı uygulayabilirse, yenilikçilik için elverişli ortam oluşabiliyor. Ancak o zaman, risk finansmanı, tohum sermayesi ve araştırma-geliştirme için gerekli fonlar sağlanabiliyor; ancak o zaman, yenilikçiliğin düşmanı olan yasadışı ve haksız rekabetin üzerine gidiliyor. İşte bu nedenlerle ‘kamuoyunun farkındalığı’, bir ülkedeki yenilik atılımlarında başarının en önemli desteği oluyor.”

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı girişime neden destek verdiklerini açıklarken, şu saptamayı yaptı: “Dünya pazarlarındaki rekabet üstünlüğü yarışında bilim, teknoloji ve teknolojik inovasyondaki üstünlüğün belirleyici olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, bilim ve teknolojiyi ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmek için inovasyon politikalarının belirlenmesi ve etkin şekilde uygulanması, ekonomik büyüme, istihdam, yüksek katma değer ve rekabet gücü artışını hedeşeyen ülkemiz için öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır.”

UİG adına konuşan Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinden Cemil Arıkan, girişimin amacının “Türkiye’de inovasyon politikalarının oluşturulması ve uygulanması safhalarında özel sektörüniversitesivil toplum işbirliğini pekiştirmek ve yönlendirmek; siyasi iradeve kamu kurumlarıyla diyaloğu geliştirerek, görüş ve öneriler hazırlayarak inovasyon politikaları oluşturma sürecine katkı da bulunmak; ve inovasyon konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmak…” olduğunu açıkladı.

***

Birgün Gazetesi yazarlarından Ahmet Çakmak’ın ve benim yazılarımı okuyanlar, her ikimizin de yüksek teknolojiye dayalı, nitelikli emeğe dayalı katma değer oranı yüksek bir sanayileşme stratejisini bir alternatif strateji olarak savunduğumuzu bilirler. Küreselleşme sürecine etkin bir yanıt ancak bu yolla verilebilir. Tepkisel yanıtlarınsa kısa ömürlü olacağını düşünüyorum (sistemin kendisi baştan aşağı değişmedikçe). Aslında yenilik kavramı bu bağlamla yakından ilişkili. Fordist emek örgütlenmesinden post-Fordist emek örgütlenmesine geçiş, hem yeni bir birikim düzeni anlamına geliyor hem de yeniliğin kilit kavramlardan biri olmasına yol açıyor.

Örneğin, “yeni” bir ürün olarak üzerinde kamera olan cep telefonunun pazara sunulması, bilim ve teknoloji alanındaki gelişkinliğe dayanıyor. Son derece küçültülmüş merceklerin üretimi yanında, o merceklerden yansıyan ışık parçacıklarının elektronik yollarla görüntüye dönüştürülebilmesi için belli bir yeteneğe sahip olmanız gerekiyor. Bütün bu süreçlerse hem temel ve uygulamalı bilimlerde (üniversiteler) hem de rekabet öncesi sınai geliştirme düzeyinde (sektörler) araştırma ve geliştirme çabalarını gerektiriyor. Dünyadaki akıllı ülkelerin üniversiteleri ve firmaları önümüzdeki yıllara yönelik yeni ürünler, yeni hizmetler ve yeni üretim süreçleri geliştirebilmek için 24 saat çalışıyorlar. Yani saat 17:00’de kaloriferler kapatılmıyor... Çay ve kahve ısıtıcıları fişten çekilmiyor...

***

Yukarıda belirttiğimiz gerekçelerle UİG önemli ve yerinde bir girişim sayılmalı. Yeri gelmişken TÜSİAD’la ilişkili bir soruyu soralım: TÜSİAD’ı oluşturan büyük sermaye kesimlerinin birikim düzeni stratejisi ne? Görebildiğim kadarıyla TÜSİAD’ın en büyüklerinin temel stratejisi, Avrupa Birliği’ne giriş bağlamında ülkeye girmesi beklenen yabancı sermayeyle oluşturacakları ortak yatırımlara dayanıyor. Tabii ki bu saptama sistematik ve bilimsel olarak araştırılmaya muhtaç. Eğer temel strateji böyleyse sınırlı bir “ulusal yenilik sistemi” yetebilir. Örneğin Koç Holding’in temel stratejisi buysa, BEKO ve Arçelik gibi Şrmaların araştırma ve geliştirme faaliyetlerini nereye oturtacağız? Yukarıdaki strateji geçerliyse bu Şrmaların Ar-Ge yöneticileri gerekli fonları elde etmekte büyük güçlükler çekiyor demektir. Doğru mu? Araştırılmalı. Belki de UİG, TÜSİAD üyelerinin kendi içlerinde uzlaşmaya vardıkları başka bir stratejinin işaretidir.