Yaklaşık 5 yıla yakın bir suredir devam eden Ergenekon Davası önceki gün en önemli oturumlarından birini gerçekleştirdi..

Aslında, dava konusuyla doğrudan ilgili ilk oturum oldu da denilebilir...

AKP sonrası Genel Kurmay Başkanı olan Hilmi Özkök tanık olarak çağrıldığı duruşmada müthiş ifşaatlar da bulundu…

****

“Terör Örgütü kurmak ve mevcut Hükümeti zorla düşürmek” gibi suçlardan sanık konumunda bulunan sonraki Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’da Özkök’ün bu sözlerini dikkatle dinledi.

Uzunca süredir Başbuğ, Ergenekon Davasında sanık olanlarla aynı kefe de görünmekten utanç duyduğunu belirterek, duruşmalara katılmıyordu…

Daha önce İzmir’deki evinde savcılara ifade veren Özkök, yıllar sonra sanıkların ısrarlı talebi üzerine, mahkemeye gelerek huzurda tanıklık yaptı...

****

Hilmi Özkök’ün Daha önce basına yansıyan açıklamalarında” darbe teşebbüsü vardır ya da yoktur diye bir şey söyleyemem.” Demişti.

Bu nedenle tanık ifadesi son derece büyük anlam taşımaktaydı...

Nitekim duruşma sırasında sanık avukatlarının sorduğu sorulara verdiği cevaplarla bazı bilgileri mahkemeye taşıdı.

****

 2003 yılında 1. Ordu Komutanlığı’nda yapılan Balyoz Plan Seminerinde "Darbenin Aytaç Yalman tarafından önlendiği iddialarına karşı Özkök’ün verdiği cevap ilginçti.

Özkök muhtıra için; "Ordu komutanlarının katıldığı toplantıda, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman tarafından bir teklif olarak değil, bir hareket tarzı olarak ifade edildi" diyerek “ muhtıra talebinin” gerçekliğini teyit etti.

****

“Sarıkız, Ayışığı gibi darbe planlarının varlığını bildiğini de” sözlerine ekledi.

“Bu planların CD’ler içinde bilgisine sunulduğunu ancak içeriğinin çok karmaşık ve anlaşılmaz olduğundan dolayı önemsemediğini” dile getirdi.

“Sorunların demokrasi yolu ile çözülmesi gerektiğini bu konuda sabırlı davranılmasını istediğini de” açıklamalarına ilave etti.

****

Hilmi Özkök’ün “Balyoz Planıyla” ilgili sorulan soruya verdiği cevap ise şöyle; "Silahlı kuvvetlerde çeşitli durumlara ilişkin Milli Güvenlik Kurulu’nda kararlaştırılan ve hükümet tarafından onaylanan milli strateji belgesinde, harp oyunları, plan seminerleri ve plan tatbikatları vardır. Genelkurmay, her 2 yılda, 1. Ordu, 2. Ordu, 3. Ordu’ya hangi planların oynanacağını, seminerlerin oynanacağını, ne şekilde oynanacağını ve tarihleri bildirir. Bu benden önce rutin olarak yayımlanmıştır. Uygulanması gerekir. Ben yoğunluğumdan katılamadım.

Bu seminer icra edilmiş fakat en tehlikeli senaryonun amacını biraz aştığı, siyasi kişiler ve siyasi olaylar gerçekmiş gibi oynandığı duyumları kulağıma geldi. Ben de Kara Kuvvetleri Komutanı’na konuyu incelettim…"

****

Ayrıca Hilmi Özkök, MİT’in gönderdiği “Ergenekon Şemasının” varlığından da haberdar olduğunu söylemiş, ancak, bilgilerin sağlam olmadığını ve dayandırılan temeli inandırıcı bulmadığını, bu nedenle geri çevirdiğini” belirtmektedir..

****

Yukarıdaki tüm ifadelerden anlaşılan o ki, 2003/2004 yıllarında TSK içinde bazı üst rütbeli komutanlar, AKP’ye karşı muhtıra/darbe hazırlığında bulunmuşlardır!..

****

Ancak cevaplandırılması gereken bazı sorularda peşi sıra aklımıza gelmektedir.

1-   Bu hazırlıkları o an için Başbakan bilmektedir!.

Neden o gün ağzını açıp da tek bir laf etmemiştir?..

2-   Kaldı ki Özkök; TSK’nın hassas olduğu konuları ve sadece “genç subayların değil, tüm kademelerinde Hükümetin yaptığı icraatlardan tedirgin olduğunu Başbakana bildirdiğini mahkemede açıklamıştır.

Kendisine bağlı bir kamu görevlisi olan Gn.Kr.Bş’nın Başbakana karşı eleştiri ve  talepleri suçtur. Bu düşüncelerinden dolayı işlediği suç adına neden o an gereğini yapmamıştır?. En azından  neden soruşturma açmamıştır?..

 3- MİT Ergenekon Şemasını, yapılmak istenenleri, hazırlanan planları Başbakana vermiştir.

Neden o zaman demokratik hak, yargı ve siyasi güç kullanılmamıştır?..

4-   27 Nisan 2007 de Genel Kurmay Başkanı Büyükanıt bir e-muhtıra vermiştir. Neden darbeleri yargılayan mahkeme bu muhtıranın gereğini yapmamaktadır?

5-   “4 yıl boyunca Bize  e-muhtıra verdiler.” diyerek mağduru oynayan Başbakan, neden Haziran 2001 seçimi sonrasında bunun muhtıra olmadığını söyleyerek kestirip atmıştır?!..

Başbakanı bu konudan uzak tutan ve halkın bilmemesi gereken  bir şey mi vardır?..

Benzeri soruları  uzatabiliriz?..

****

Ortada kahramanlık taslayanlar için çok vahim bir durum var!.
O gün korkmuşlar, ama gizlenmişler!..
Şimdi kendilerini güçlü sanıyorlar!
Ve bu gün burunlarından kıl aldırmıyorlar!..
Ama takke düştü, kel göründü!..
Kimin ne yaptığı ortaya çıktı!!..
Üstelik TSK’ya Muhtıra/Darbe yolunu açan 35. Madde hala AKP sayesinde yürürlükte!..
CHP’nin defalarca bu konuda teklif hazırlamış olmasına rağmen AKP kılını kıpırdatmıyor!..
Memlekette yalancı pehlivanlar çok!..
Asıl olan demokrasiyle özdeşleşmek!..
O da şimdi zevatta pek bulunmuyor!..