Ne zamandır, memleketteki hemen herkes dudaklarını ısırmış bekliy

Ne zamandır, memleketteki hemen herkes dudaklarını ısırmış bekliyor: Aman tren raydan çıkmasın, aman bir tren kazası olmasın. Raydan çıkma ve kazadan kasıt AB sürecinin başına bir iş gelmesi. Malum, artık AB denilince de akla sadece Kıbrıs gelmeye başladı.

Biz, Kıbrıs'ta iki halkın birlikte ve barış içinde yaşamasını savunduk hep. Bu inançla mücadele eden Kıbrıslı Türk dostlar, meslektaşlar az çekmedi kendi taraflarındaki saldırganlardan. Son zamanlarda ise, Güney'de Rumlar arasında gelişen saldırgan milliyetçilik bir arada yaşama umutlarının köküne kibrit suyu döküyor. Brüksel'de, Helsinki'de, Ankara'da birileri "Aman tren Kıbrıs yüzünden raydan çıkmasın" diye çabalarken, Kıbrıs'taki milliyetçi saldırılar raydan birer birer söküyor demirleri. Tren hızla birlikte yaşamayı olanaksız kılacak bir çarpışmaya doğru gidiyor.

Rum kesiminde tırmanan milliyetçi saldırganlıkların son hedeflerinden biri Birgün muhabirliği de yapan dostumuz Aziz Ener oldu. Aşırı sağcı ve milliyetçi Rum örgütü Altın Şafak üyeleri, gazeteci Sevgül Uludağ ve Aziz'e Gü-ney'e geçerken saldırdılar. Eylülde Ozan Ceyhun, 22 Kasım'da da Rum kesimindeki İngiliz Okulu'nda okuyan Kıbrıslı Türk öğrenciler saldırıya uğradılar.

Saldırılar treni raydan çıkarıyor. Hem Kıbrıs'ta, hem burada... "Aman tren raydan çıkmasın" demek yetmiyor, bir şeyler yapmak gerekiyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli "Ülkücülerin sokağa inmesine izin vermeyeceğiz" diyor, ama anlaşılan üniversiteler sokaktan sayılmadığından, son zamanlarda neredeyse her gün satirli, bıçaklı, silahlı, biber gazlı saldırılar yaşanıyor üniversitlerde. Sol görüşlü öğrenciler hedef alınıyor.

Geçenlerde, "Genç Bakış" programını Aydın Menderes'in katılımıyla Gazi Üniversite-si'nde yapan Abbas Güçlü, canlı yayında yaşananları "Gazi aynı Gazi" başlığıyla köşesine de taşıdı: "Bir kız öğrenci söz aldı ve AB'ye yönelik sorusunu yöneltmeye çalıştı... Sözlerini bitirdiğinde ise ortalık ana baba gününe döndü. Sorunun içeriğinde bir şey yoktu... O arada, hengâme sırasında, ben fark etmedim ama kız öğrenci zafer işareti yapmış. Saldıranların bahanesi de oydu. Oysa kendileri de başka işaretler yapıyorlardı. Gençlerin bu kadar gözü dönmüş olanlarını son yıllarda hiç görmemiştim. Bir anda o kız öğrenciye tekme tokat nasıl saldırdılar, hayretler içerisinde kaldık. Durdurmaya çalıştık ama nafile...Peki, militan da olsa, farklı söylemleri de olsa, tahrik unsurları içeren hareketlerde de bulunsa, kız öğrenciye saldıran, tekme tokat döven bu gençler kimdi? Herhalde onlar kendilerini çok iyi biliyorlardır. Belki yakın çevreleri ve üniversite de onları çok iyi tanıyordun ...Salondaki ağırlık, yeni ulusalcı akımdan çok, sanki Türk-İslam sentezcilerden yanaydı. MHP'yi de, AKP'yi de fazla ılımlı bulup en sert şekilde eleştirenlerdi... Türkiye'yi yönetenler ise üniversitelerdeki bu hareketliliğe gözlerini kapa-yamazlar. Bizden hatırlatması!.."

Sadece Gazi mi? Taşra üniversitelerinden sürekli benzer saldırı haberleri geliyor. Öğrenciler, fikirleri ya da saç uzunlukları beğenilmeyen hocalar hedefte. Prof. Kadir Cangızbay, bu tür "organize işler" yüzünden ek derslerini bıraktı. Aynı zihniyet, Tokat'ta, Mersin'de, Zonguldak'ta, Samsun'da, Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, hemen her yerde, öğrencilere saldırıyor. Saldırıya uğrayan Ege Üniversitesi öğrencileri "Linç kültürünü araç edinen bu milliyetçi, ırkçı grup, farklı şehirlerde yurtsever öğrenci ve akademisyenlere saldırıyor. Yurtta 15-20 kişilik ülkücü bir grup gün boyu bellerinde silahla rahatça dolaşıyor" diyor.

Son 1 ayda üniversitelerde yaşanan bıçaklı, satirli, silahlı, sopalı saldırıları tek tek saymaya bu köşenin yeri yetmiyor. Tren korkunç bir çarpışmaya ya da feci bir raydan çıkmaya doğru son sürat gidiyor.

Dün, bu tehlikeli gidişi gören bir grup üniversite öğretim üyesi Cebeci Yerleşkesi'nden Yüksel Caddesi'ne kadar yürüdü. Sessiz bir çığlıktı o yürüyüş. Umarım "Aman tren raydan çıkmasın" diyenler de duymuştur!