Sosyalist ekonominin gerçekleştirilemezliği nerdeyse sosyalist ekonomi deneyiminin birinci gününden itibaren karşı cenahın gündemindedir.

Sosyalist ekonominin gerçekleştirilemezliği nerdeyse sosyalist ekonomi deneyiminin birinci gününden itibaren karşı cenahın gündemindedir. Sovyetler Birliği’nin yıkılışı ile ortaya çıkan, argümanların yeniliği değil,  ‘biz demedik mi’ böbürlenmesidir.  Böbürlenmek, tanımı gereği, övünerek kabarmak, üstünlük taslamaktır ve çoğu kez maddi mesnetten yoksundur.
Sosyalist ekonominin gerçekleştirilemezliğine ilişkin önemli tezlerden biri, ‘sosyalist hesaplama’ diye bilinen ve 1920’lerde, 1930’larda yaşanmış tartışmaya dayanır.  Orijinal iddianın sahibi Avusturya iktisat ekolünün önde gelen isimlerinden Ludwig von Misses’dir.  Misses’e göre, para aracılığıyla mübadelenin, dolayısıyla piyasa fiyatlarının bulunmadığı ideal sosyalizmde, rasyonel bir tarzda üretimin sürdürülebilmesi için gerekli objektif değer birimi muhtemelen emektir.  Misses devamla, hem David Ricardo’da hem Marx’ta değerin kaynağı olarak görülen emeğin, iki bakımdan kullanışsız olduğunu belirtir. İlk neden, emek değer teorisinin doğal kaynak maliyetini değer hesaplamalarına katış şekline ilişkindir.  Doğal kaynakların değerlerinin de, tıpkı diğer sabit sermaye unsurları gibi, üretimleri için gerekli toplumsal emek zaman tarafından belirlenişi Misses tarafından sorunlu görülmüştür.  İkinci neden de, homojen olmayan emeğin değer birimi olarak kullanımının olanaksızlığıdır.
Daha sonra, Hayek tarafından da benimsenen bu görüşler 80 yıldır tartışılmaktadır.  Marksistler bu eleştirilere değişik perspektiflerden cevap vermişlerdir. Benim katıldığım en kapsamlı son dönem cevap Allin Cottrell ve W. Paul Cockshott’ınkidir (http://ricardo.ecn. wfu.edu/~cottrell/socialism_book/calculation_ debate.pdf).
Bu kısa yazıda Misses ve Hayek’in söz konusu görüşlerinin teorik eleştirisine girmek yerine, 1930’lardan sonra hızla gelişen bilgisayar teknolojisinin bu eski tartışmanın sonuçlarını ne yönde değiştirdiğine değinmek istiyorum. Eski ‘sosyalist hesaplama’ tartışmasından esinlenerek geliştirilen sosyalizmin gerçekleştirilemezliğine ilişkin ‘yeni’ tezlerin sık sık tekrarladığı bir eleştiri şudur: Kompleks, çok ürünlü bir ekonominin (Alec Nove, 1980’li yıllarda Sovyet ekonomisinde 10 milyon dolaylarında farklı ürün olduğunu belirtir) merkezi planlaması muazzam sayıda bilgiyi işleyebilecek hızlı hesaplama imkânlarını gerektirir. Bu imkânlar da mevcut olmadığı ve hesaplamalar yıllarca süreceği için, yani teknik nedenlerle de planlama terk edilmelidir. Yerine, plan hesaplamasını gerektirmeyen, kaynak tahsisini piyasa fiyatları aracılığıyla yapan, bu anlamda  daha gerçekleştirilebilir olan piyasa sosyalizmi gibi bir model tercih edilmelidir.
Bu teknik imkânsızlık eleştirisi Türkiye’deki popüler tartışmalarda Taha Akyol tarafından da dile getirilmiştir.  Bilindiği gibi, piyasa sosyalizminin popüler savunucuları da yerli medyada mevcuttur (Nabi Yağcı vb). Mesela, Taha Akyol, “…hepsi birbirinin girdisini oluşturan milyarlarca birimin fiyatını hesaplamak imkânsızdı…” diyerek, sosyalist ekonominin bugün için de olanaksız olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır.
Oysa, bu köprünün altından çok sular akmıştır.  Yukarda belirttiğim Allin Cottrell ve  W. Paul Cockshott’ın yazısında, 10 milyon ürünlü bir ekonominin planlama bilgilerini işlemenin 1.5 milyon yıl alabileceği tahmininin, söz konusu eleştirilerin dayanağı olduğu belirtilir.  Ama, hemen ardından, hem de 15 yıl öncesinin algoritmik teknikleri ve süper bilgisayar imkânlarının kullanımı ile aynı işlemin ilkin 1.5 yıla, girdi-çıktı tablolarının yapısını modifiye ederek de 17 dakikaya nasıl indirilebileceği gösterilir.  Yani değişen dünyanın teknik araçları sosyalizmi daha gerçekleştirilebilir yapmıştır!
Dolayısıyla, planlı sosyalist ekonominin gerçekleştirilemezliğini savunmaya girişenlere tavsiyemiz, teknik hesaplama imkânsızlığı argümanını, bunda böyle teknik donanımlarını tazeleyerek yapmaları.