Futbol topu her zaman gol olmak için yola koyulmaz, bazen döner gelir bir toplumun yazgısı oluverir… Meşhur sözdür

Futbol topu her zaman gol olmak için yola koyulmaz, bazen döner gelir bir toplumun yazgısı oluverir…
Meşhur sözdür anımsayın;
Futbol asla sadece futbol değildir!
Diyarbakırspor’da diğerleri gibi farklı etnik kökten gelen, türlü dinlerden olan yerli ve yabancı topçularla yarışıyor. Demem o ki bu takıma yandaş olmak için o kentte olmak ya da herhangi bir gerekçeden dolayı o takıma gönül düşürmek yeter!
Ben ilkokulda Diyarbakır yöresi oyunlarıyla okullararası bir yarışmada derece almıştım söz gelimi. İçinde Diyarbakır geçen her tümceye sıcaklık duyarım.
Anlayacağınız alabildiğine futbol endüstrisine eklenmiş, bayağı ve can sıkıcı ilişkiler ağı içinde soluk alıp veren bir yapının içinde savrulur gider Diyarbakırspor’ da!
Peki bu takımı farklı kılan ne?
Hepimiz biliriz ki siyasi iklim için en önemli araçtır futbol. Üstelik ister Kürt sorunu deyin, ister Güneydoğu meselesi deyin, üzerinde uzlaşılan bir olgu Diyarbakırspor’ın gerçeği…
Genelkurmay başkanı, başbakan, ana muhalefet, baba muhalefet, Kürt siyaseti hepsi ligde kalmalı diyor Diyarbakırspor için…
Neden?
Yabancılaşma, ötekileştirme, yalnızlaşma olmasın, halk aidiyet duygusunu iyice yitirmesin diye…
Anladık anlamasına da, sorun bu mu gerçekten?
Olaylara gerçekçi bakalım… Bursa’daki ırkçı haykırışlara toplum vicdanını rahatlatacak cezayı verebildik mi?
Sadece kağıt üstünde değil elbet, yüreğimizde ve aklımızda!
Bu soruyu yüksek perdeden ve sahici soramazsak ve aynı duyarlılıkla yanıt veremezsek, 12 Eylül’cü Kenan Evren’in zorla birinci lige taşıdığı Ankaragücü serüveninde olduğu gibi, ‘ben böyle istedim, oldu’ diye meselelere bakarsak neyi halletmiş oluruz…
Hiiiçççç!!!
Ruhumuzdaki şiddeti, gizli ırkçılığı aşamazsak makyajlı önlemlerle sadece kendimizi aldatırız.
Ha yanlış anlamayın sözüm hem ırkçı Türklere, hem de aynısı, olan Kürtlere!
Diyarbakır ligde kalmalı mutlaka, ama vicdanların dahil olduğu birinci sınıf yurttaşlar liginde!