Bu hafta “Türkiye’de sporun dünü” yazı dizisine ara vermek zorundayım. Yahu bu ülkede öylesine garip şeyler olmaya başladıki...

Bu hafta “Türkiye’de sporun dünü” yazı dizisine ara vermek zorundayım. Yahu bu ülkede öylesine garip şeyler olmaya başladıki, olaylar karşısında insanın nutku tutuluyor, aklı fikri kilitleniyor.
Geçmişte bir süre büyücülükle uğraşmıştık. O sıralarda fal ve büyü epeyce gündemdeydi. (Kimbilir belki şimdilerde de revaçtadır da biz duymuyoruzdur.) Bu konuyla ilgili bir de yazı yazmıştım. Koca koca adamlar maç kazanabilmek uğruna koca koca stadyumlara sözüm ona tılsımlı bir takım nesneler koyuyorlardı. 21. yüzyılda bu tür davranışlar bize komik gelmiş, gülüp geçmiştik.
Fakat, geçtiğimiz hafta internette öyle iki olay izledim ki “gülüp geçmek” içimden gelmedi.
Önceki  haftalarda Bolu da bulunan bir hoca efendi, takımının galip gelmesi için dua ederken görüntülenmişti. Bu hoca efendi maç maç gezdiriliyordu.  Geçen gün yine aynı hoca efendi bu kez kız voleybol takımı için dua ediyordu. Dua sırasında öyle laflar kullanıyordu ki insan şaşkınlığa uğramaktan kendini alamıyordu. Bayan voleybolcularda bu duruma kıs kıs gülüyorlardı. Haklılardı da. Hakikaten dua sırasında kullanılan kelimeler dini formasyonla  hiç uyuşmuyor, komik ve garip duruyorlardı.
Beni hayrete düşüren ikinci olay ise; Türkiye Okul Sporları Federasyonu’nun internet sayfasındaki ses ve görüntüydü. Sporların tanıtımları  sırasında  çalan yüksek tondaki müziğin ardında ezan okunuyordu.
Yukarıda sözünü ettiğim olaylar Türkiye’nin toplumsal ve bireysel anlamda ne kadar içler acısı bir durumda olduğunu sergilemektedir. Ekonomik açmaz içinde yüzerken birde yapı ve beyin bozuklukları işleri iyice arap saçına çevirmektedir.
Hangi açıdan bakarsanız bakın bu ülkenin insanıyla alay edildiği bir gerçektir. Ezanla rap müziği, voleybol ve futbol terimleriyle duayı  birbirine katanlar ve bundan yardım umanlar dinle de dalga geçmektedirler.
Diğer yandan da; bilimle, amiyane tabiriyle, “kafa” yapmaktadırlar. Yirmibirinci yüzyılda teknolojinin de katkısıyla başarıdan başarıya koşan gelişmiş ülke insanları gözler önündedir. Dünya bilim ve teknikle ufuklarını genişletirken,  biz ise nelerle uğraşıyoruz.
Geri kalmışlığın, eğitim ve kültürsüzlüğün bir ürüne de böylesine bağnazlıklar  olsa gerek.
İşte insanın içini acıtan  asıl ürkütücü  yan da bu...