Yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eski adıyla Devle

Yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eski adıyla Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından gerçekleştirilen 2005 Hanehalkı Bilişim Teknolojilerinin Kullanımı Araştı rması geçtiğimiz haftalarda yayımlandı. Bu saha çalışması kurum tarafından Türkiye’yi kapsayan (kentsel ve kırsal) ikinci araştırması oluyor. İlki geçtiğimiz yıl yayımlanan bu çalışmaları n sonuçları Türkiye’ye genellenebilecek bilimsel tekniklere dayalı bir örneklemle gerçekleştiriliyor. Piyasada bilişim teknolojilerine sahiplik açısından çeşitli rakamlar dolaşsa da, tek bilimsel ve güvenilir verilerin TÜİK tarafından toplandığına dikkat çekelim.

Bilindiği gibi DİE kentsel nüfus olarak 20 binin üstündeki yerleşim birimlerini kabul ediyor. Bu nüfusun altında kalan yerleşim birimleri kırsal olarak tanımlanıyor. TÜİK daha önceki yıllarda bu tür anketleri gerçekleştirmediğ i için geriye yönelik olarak TÜBİTAK-Bilten (1997 ve 2000 verileri) saha anketlerini göz önüne alarak yıllar içindeki gelişimini ve bu yılın fotoğrafını özellikle sahiplik açısından ele alalım. Geçtiğimiz yılki TÜİK anketleri kırsal kentsel ayrımını vermediği için aşağıdaki tabloda söz konusu yıl yer almıyor.

Türkiye’nin kentsel nüfusu denince, nüfusu 20 binin üzerindeki yerleşim merkezleri anlaşı lıyor. Bu sayının altında kalan yerleşim bilimleri de kırsal kabul ediliyor. Hemen belirtelim Türkiye’nin toplam nüfusunda kentselin payı yüzde 65’ler düzeyinde. Yüzde 35’iyse kırsal. Aslında bu durum gelişmekte olan ülkelerle diğerlerini bir birinden ayıran önemli bir nüfussal gösterge. Gelişmiş ülkelerde kırın payı yüzde 3’lere kadar düşebiliyor.

Birinci tablodan anlaşıldığı gibi Türkiye’de kentlerde bilgisayar sahipliği 1997 yılında yüzde 6,2 düzeyinden 2000 yılında yüzde 12,3 düzeyine ulaşmış. Bilgisayara (dizüstü ve daha küçükleri dahil) 2005 yılında sahip olan kentlilerin oranıysa yaklaşık yüzde 18. Sekiz yılda iki katttan biraz daha fazla bir yaygınlaşma ortaya çıkıyor.

Daha önceki çalışmalar sadece kentsel nüfus için yapıldığı için, Türkiye geneline ilişkin bilgisayar ve internet sahipliğinin yıllara göre gelişimi açısından sadece 2004 ve 2005’i karşı laştırabiliriz. Geçtiğimiz yıl yüzde yaklaşık yüzde 11 olan bilgisayar sahipliği bu yıl yaklaşı k yüzde 13’e erişirken; 2004 yılında yüzde 6,4 düzeyinde olan internete bağlanabilme 2005 yılında yüzde 8,7’ye yükselmiş durumda.

Gerek kentsel gerekse de Türkiye geneli için yukarıdaki yaygınlık düzeyi son derece yetersiz. Bu tür teknolojilerin sadece piyasaları n rekabetinden sağlanacak ucuzlukla yaygı nlaşacağı inancını savunan neo-liberal yaklaşı m açısından ciddi bir başarısızlık söz konusu. Okullarda, üniversitelerde ve yaşamın her alanında bu teknolojiler üzerinden yeni bir yaşam tarzı getirilmeye çalışılırken, bu yaşama katılabilmek için gerekli teknolojilerin dağılımı son derece eşitsiz gelişiyor. Bu tür veriler incelenirken, sadece sahiplik verilerine bakmak yeterli değil, kullanım özellikleri de önem taşıyor. İşte gelecek haftaki konumuz...