Ukrayna’daki vekâlet savaşının ikinci cephesi olan Kuzey Kafkasya, çok parçalı haliyle Batı’nın kışkırtmalarına açık bir bölge. Gerilimin her daim mevcut olduğu bölgede yaşanacak bir kriz, küresel ölçekte yıkıma yol açabilir.

Rusya’yı kalbinden vurmak istiyorlar
Kuzey Kafkasya’da gerçekleştirilen “Rusya’nın kalbi” başlıklı seminerde bölgede en geç 10 yıl içerisinde olası çatışmaların uyarısı yapıldı.

Yaren ÇOLAK / Rostov

Küçük bir kıvılcımla alev alması yüksek muhtemel kriz bölgesi Kuzey Kafkasya’ya doğru yola çıkıyoruz. Siyasi gerilimin had safhada olduğu ‘savaşın ikinci cephesi’ olarak adlandırılan Kuzey Kafkasya’da tüm siyasi atmosferin aksine alabildiğine yeşil yüksek dağlar ve ılıman iklim iç ısıtıyor. Adını bölgedeki 5 dağlardan alan ve bu anlama gelen Pyatigorsk şehrinde gerçekleştirilecek seminer için Maşuk Dağı eteklerine vardığımda gazete manşetlerindeki ‘olası çatışmalar, kriz’ uyarılarını görmesem bölgeyi ‘huzur’ kelimesiyle tanımlardım.

Ancak soğuk Rusya topraklarının bir parçası olan Kuzey Kafkasya, önemli potansiyel kriz bölgelerinden biri. Orta Asya petrol ve doğalgaz yataklarının Batı'ya gidiş yolu üzerinde bulunması, Doğu ve Batı arasında bir köprü görevi görmesi, soğuk Rusya topraklarının aksine ılıman ve verimli topraklara sahip olması gibi pek çok sebep bölgeyi küresel ve bölgesel aktörlerin çıkar çatışmalarının bir üssü haline getiriyor.

Öte yandan Rus tarihinin ve edebiyatının sürgün toprakları olarak bilinen bu bölgede tarih boyunca süregelen çatışmalar, kavgalar, katliamlar ve kirli oyunlar, bölgeyi Kuzey ve Güney diye iki parçaya değil onlarca parçaya bölmüş durumda. Güney Kafkasya'da Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan yer alırken Rusya’ya bağlı Kuzey Kafkasya’da yedi -Adigey, Çeçenistan, Dağıstan, Tuğuş, Kabartay-Balkar, Karaçay-Çerkez ve Kuzey Osetya- cumhuriyet bulunuyor. Siyasal yapısının yanı sıra etnik, dinsel, dilsel açıdan bölge çok daha karmaşık bir yapıya sahip. Bölgede Çeçenler, Osetler, Gürcüler, Ermeniler, Ruslar, İnguşlar, Dağıstanlılar, Balkarlar gibi geniş bir yelpazede 50’den fazla etnik grup yaşıyor. Kriz kanallarını beslemenin en güçlü yolu da buradan geçiyor. Çeçenler gibi aynı halkları dahi ikiye bölerek Batı ve Rus yanlısı tablo ortaya çıkaran politikalar bölgedeki gerilimi her zaman dinamik tutuyor.

50’den fazla dilin konuşulduğu Kafkasya’nın kuzeyi, Rusya Federasyonu’na bağlı 7 cumhuriyetten oluşurken güneyinde ise Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan toprakları yer alıyor.

SAVAŞIN İKİNCİ CEPHESİ

Peki, Rusya’ya karşı ikinci cephe Kafkasya gerçekliğinin arka planında yatanlar ne?

Rusya’nın kaygılarının başında enerji kaynakları açısından önemli bir bölgenin yabancı güçlerin etki alanına dönüşmesi geliyor. Ayrıca bölgedeki etnik karmaşa, Karabağ’daki henüz çözüme ulaştırılamamış Azerbaycan-Ermenistan çatışması, Gürcistan’ın pozisyonu, Çeçen sorunu, parçalı yapı ve bölgedeki İslam kartı gibi başlıklar, süper güçlerin menfaatleri için her zaman kullanabileceği veya yönlendirebileceği sıkıntılar olarak varlıklarını sürdürdü, sürdürüyor. Sözde dondurulmuş sorunlar Azerbaycan ve Gürcistan’ın Batı yanlısı politikaları aracılığıyla sürekli kaynatılarak Rusya açısından bir güvenlik tehdidi olarak algılanması sağlanıyor.

İki yılı aşkın süredir Avrupa'nın ortasında Ukrayna üzerinden verilen güç mücadelesinin sıçramasından endişe edilen bu bölgenin ikinci cephe olarak anılıyor olmasının başlıca sebebi de bu. Rusya’nın yumuşak karnı olan Kafkasya’da yaratılan, harlanan politik atmosfer…

FONLANAN KRİZDEN ÇIKIŞ

Kuzey Kafkasya gerilim hattında yaşanacak olası bir depremin endişeleri gözleri bölgeye çevirirken geçtiğimiz haftalarda yapılan “Bölgelerarası seminer: Rusya’nın kalbi” başlıklı toplantılar oldukça dikkat çekiciydi. Yapılan konuşmalarda, yerel aydınların öne çıkan sözlerinde Batı tarafında fonlanan bir kriz olduğu ve gelecek 10 yıl içerisinde bölgede yaşanacak krizin gerçekliği vurgusu hâkimdi. 2020 ve sonrası pik yapan gerilimin yeni olmadığı, ancak zaman geçtikçe yıkıcılığı tırmanan bir çığa dönüştüğü vurgulandı. Rusya’yı zayıflatmak için Kuzey Kafkasya üzerinden oynanan oyunun sadece Rusya için değil aynı zamanda küresel ölçekli bir yıkımın habercisi olduğu belirtildi.

Seminerin gidişatı ve bölgeye ilişkin bölge uzmanlarının sunduğu çözüm politikaları, küresel bir savaşın belki de ilk fitilinin ateşleneceğinden korkulduğu bu topraklarda çözümün içe dönüş olduğu yönündeydi. Makro çekirdek teorisinin anlatıldığı seminerde bağımsız ve güçlü ekonominin, bölge liderlerinin izleyeceği politikaların gelecek günlerin belirleyicisi olduğuna dikkat çekildi. Batı tarafından dinamik tutulmak istenen gerilimin halklar üzerindeki tahribatına değinildi.

Tansiyonun yüksek olduğu bölgede endişe de oldukça yüksekti. Sadece seminerin katılımcısı olmakla kalmayıp köşe başlarında gruplar arasında yürütülen tartışmaları dinleme ve Kuzey Kafkasya’nın sorunlarını bölge halklarıyla konuşma fırsatı buldum. Bölgedeki kaynayan kriz, söylemlerde ve gözlerdeki endişede de kendini gösteriyordu. Radikal İslam’ın bölgede yarattığı tehlikenin altını çizerlerken Kafkasya’da beslenen krizin önemli ayaklarından birinin de Ankara siyaseti olduğunu vurguladılar.

Sözün özü, Rusya’nın kalbi başlıklı seminerde yerel uzmanlar bir kez daha uyardı: Rusya’nın kalbi tekliyor.

KULLANIŞLI RADİKALLEŞME

Moskova'da mart ayında 140'tan fazla kişinin yaşamını yitirdiği konser saldırısını üstlenen IŞİD-Horasan gibi cihatçı yapılar, Batı'nın bölgedeki gerilimi canlı tutması için oldukça kullanışlı birer araç.

Fotoğraf: RFE

Radikal İslamcı yapılar, Rusya'daki Müslüman nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı Kuzey Kafkasya'da bulunan Çeçenistan, İnguşistan ve Dağıstan gibi cumhuriyetlerde de önemli bir örgütlenme içerisinde.