Emekli aylıkları yüksek enflasyon karşısında eridi. 10 bin TL aylık alan emeklilerin alım gücü 4 ayda bin 577 TL değer kaybetti. İktidarın yoksulluğa mahkûm ettiği emekliler, 25 Mayıs’ta 8 ilde sokağa çıkmaya hazırlanıyor.

‘Emekliler Yılı’nda açlıkla imtihan
Fotoğraf: BirGün

Emek Servisi

İktidar ‘Emekliler Yılı’ ilan ettiği 2024'te milyonlarca emekliyi yoksullukla sınıyor. Açlık sınırı altında yaşamını sürdürmeye çalışan emeklilerin aylıkları her geçen gün enflasyon karşısında eriyor. Emeklilerin enflasyona karşı korunmasını isteyen Tüm Emeklilerin Sendikası, 25 Mayıs’ta 8 ilde miting yapacak. Hissedilen enflasyona göre kök maaşlara zam yapılmasını talep eden emekliler, iktidarın elini sendikal haklardan çekmesi konusunda da uyarıda bulunacak.

"Emekliler Yılı" ilan edilen 2024 emekli aylıkları için en kötü sene durumunda. 2003’te en düşük işçi emekli aylığının asgari ücrete oranı 1,47 iken 2024’te 0,61’e düştü. Aynı dönemde en düşük memur emeklisi maaşının oranı da 1,87’den 0,80’e geriledi. Emekliler dizginlenemeyen enflasyondan da ağır darbe aldı. Yılbaşında 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarılan en düşük emekli aylığının alım gücü, 4 ayın sonunda bin 577 TL eriyerek 8 bin 423 TL'ye geriledi. Yılbaşında 12 bin 920 lira alan en düşük memur emeklisi 4 ayda 2 bin 37 TL değer kaybederek, alım gücü 10 bin 883 TL'ye düştü.

TEMMUZDA YÜZDE 25 ZAM BEKLENİYOR

6 aylık enflasyonun beklenti doğrultusunda yüzde 25,4 oranında gerçekleşmesi halinde memur ve memur emeklilerine yüzde 9,17 oranında enflasyon farkı, yüzde 10 oranında da toplu sözleşme zammı olmak üzere toplamda yüzde 20,1 oranında zam yapılacak. İşçi, esnaf ve çiftçi emeklilerine ise gerçekleşen 6 aylık enflasyon kadar, yani yaklaşık yüzde 25,4 oranında zam yapılacak. İşçi ile memur emeklisi arasında 5,3 puanlık fark oluşacak. 10 bin liralık en düşük emekli aylığına zam yapılmaması halinde emeklilerin alım gücü temmuzda 7 bin 975 liraya düşecek.

Emekli aylıkları ile açlık sınırı arasındaki fark ise giderek açılıyor. TÜRK-İŞ verilerine göre Aralık 2023'te 14 bin 431 TL olan açlık sınırı 4 ayda 17 bin 725 TL’ye yükseldi. "Artık açlık değil ölüm sınırındayız" diyen emekliler, tepki ve taleplerini dile getirmek için sokağa çıkmaya hazırlanıyor. Seçim öncesi 41 kentte yaptığı eylemlere iktidarı uyaran Tüm Emeklilerin Sendikası, 25 Mayıs’ta İstanbul, İzmir, Eskişehir, Bursa, Antalya, Ordu Fatsa, Mersin Tarsus ve Balıkesir Burhaniye'de miting düzenleyeceğini duyurdu.

EŞİTSİZLİK ORTADAN KALDIRILMALI

Sendikanın Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen, emeklilere zam yapılmayacağı yönündeki iddiaları değerlendirirken "Öyle bir bilgi dolaşıyor. Ancak memur emeklilerinin enflasyonun altında zam alacakları kesin. TÜİK’in enflasyon verileri gerçeği yansıtmadığı için enflasyon oranına göre zam yapılsa bile özellikle memur emeklileri çok mağdur olacak” dedi.

Hissedilen enflasyonun TÜİK’in açıkladığı oranlardan çok daha yüksek olduğunun altını çizen Ergen, “Ülkemizde kök maaşı 10 bin TL’nin altında olan en az 10 milyon insan var. Mesela 7 bin TL kök maaşınız varsa yapılacak zamla 10 bin TL bile etmeyecek. Bu 10 milyon insana temmuzda sıfır zam ya da 300-400 TL gibi bir zam yapılacak demektir. Geri kalan emeklilerin de 2.5 milyon civarındaki memur emeklisine daha önce üzerinde uzlaşılan zam verilirse enflasyonun çok altında zam verilmiş oluyor” diye konuştu.

Sendika olarak 8 kentte yapacakları mitinge dair de konuşan Ergen, taleplerini şöyle sıraladı: “Emekli aylığı en düşük asgari ücretle eşitlenmelidir mantığı yanlıştır. En düşük emekli aylığı yeni işe başlamış vasıfsız bir memur maaşıyla eşitlenmeli ve kademelendirilmelidir. Memura verilen seyyanen zam tüm emeklilere verilmelidir. Bayram ikramiyeleri asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. İntibak Yasası çıkarılması ve önceden emekli olan işçi emeklileriyle sonradan emekli olanların maaşlarındaki eşitsizlik ortadan kaldırılmalıdır. Sağlıkta katkı payları kaldırılmalı. Sağlık hizmetleri erişilebilir ve ücretsiz olmalıdır. En önemli talebimiz ise sendikal haklarımızın engellenmemesi sendikamızı kapatmak için açılan davalardan vazgeçilmesidir. Anayasa’da olan sendika hakkımız tanınmalıdır.”